"Provence" - Güney Fransa

Van Gogh ve Cezanne’ın ilham aldığı eşsiz Provence bölgesi Akdeniz’e yakın olması, doğal güzellikleri ve kendine has mutfak kültürüyle her zaman bir çekim noktası olmuştur. Surlarla çevrili şehir Carcasonne, Antik Roma şehri Narbonne’un çarşısı, Minerve Kalesi’nin gizemli koridorları ve Chateauneuf du Pape üzüm bağları bu bölgeyi özel yapan durakların başında gelir.

Güney Fransa’da bir çok nehir ve kanalın denizle birleştiği yollardan ilerlerken Avignon’u, Van Gogh’un “Arles”ını ve Moliere’in “Pezenas”ını daha da iyi tanıma fırsatı bulursunuz. Aslında Canal du Midi, su üzerinde seyahat etmeyi tüm yıl boyunca mükemmel bir tatil seçeneği olarak sunar ve Akdeniz güneşinin sıcaklığıyla kanal boyunca yetişmiş selvi ve çam ağaçları hangi sezon olursa olsun ziyaretçilerini el değmemiş doğasıyla sarar.

Bu bölgeyi özel yapan su kanallarında yine bu bölgeye has kanal tekneleriyle yapılacak gezilerde her türlü konfor düşünülmüştür. Sığ ve dar su yollarında gidebilmek ve ülkenin ulaşılması zor olan bölgelerine yük taşımak için inşa edilen bu tekneler turistik amaçlı kullanım için de ihtiyaç duyulabilecek tüm lüks düşünülerek renove edilmişler ve iyi bir ekiple donatılmışlardır.

Şirin görüntüleri ve renkli iç dekorasyonları bölge iklimi ve doğal güzelliklerini güvertede otururken bile tam olarak hissetmenizi sağlar. Merkezi ısıtma ve havalandırmanın yanı sıra, iç dekorasyonda kullanılan ahşap ve pirinç elişçiliği misafirlere rahat ve çekici bir ortam sunar. Klimalandırılmış 3 – 6 adet twin/double yatak bulunan odalarıyla kanal tekneleri, geniş güvertesinde güneşlenmek, açık havada yemek yemek ve jakuzide keyif sürmek için de idealdir.

Bu gezi sırasında misafirler Avignon’da eskiden Papalık’a ait üzüm bağları ve “Palais des Papes” sarayını gezme ve orijinal olarak bu bağlarda üretilen “Chateauneuf du Pape” şaraplarını tatma fırsatı bulur. Bereketli topraklarıyla ünlü Camargue bögesinin başkenti Arles ziyaretinde ise Van Gogh’a ilham kaynağı olmuş bahçelerde yürüyüp, Roma Hipodromu veya St. Trophime Bazilikası’nda bölge tarihi hakkında bir çok bilgiye sahip olunur.

Yaklaşık 300 yıl önce inşa edilmiş Canal du Midi boyunca ilerlerken ise ortaçağ döneminin önemli şehirlerinden biri olan Carcasonne mükemmel korunmuş surlarıyla bazen insanı ürkütür bazen de aristokrat yaşamının içine çeker. Antik Roma şehri Narbonne ise şirin görüntüsü ve cıvıl cıvıl pazarıyla tüm ziyaretçileri halktan biri gibi saracaktır. Kısaca kanal boyunca ilerlerken zamanın adeta ağır çekimde ilerlediğine tanık olunur.

Bölgeyle ilgili söylenebilecek en önemli konu ise, kendine has mutfağıdır. “Bouillabaisse” ve “Gigot d’Agneau de Sisteron en Croute d’Herbes” gibi yemekler “Domaine Beaurenard”, Chardonnay de Languedoc” ve “Chateauneuf du Pape” gibi şaraplar eşliğinde misafirlerin ağzında unutulmaz lezzetler bırakır. Kısaca, kanal tekneleriyle yapılan gezilerin amacı A noktasından B noktasına bir an önce gitmek değil, stressiz bir ortamda rahatlamak, gurme yemek ve şarabın tadına varmak, geçilen bölgenin el değmemiş doğasını doyasıya yaşamak ve gezilen bölgenin ruhunu özümsemektir.


Konular