Balıkesir'in tarihi ve doğal güzellikleri

Selçuklu Türkleri şehre “Balak” derlerdi. Balıkesir’i fetheden Selçuklular şehir ortasındaki hisara izafeten “Balak Hisar” (Hisar Şehri)ismini verdiler. Bu isim zamanla halk arasında (Balıkhisar) “Balıkesir” haline geldi. İsmin kökeni ile ilgili kuvvetli olan rivayet budur. Zayıf bir rivayete göre de “Balı çok bol” (Balı Kesir) kelimesinden gelmektedir.

Balıkesir’in “Bılık” ile ilgisi olmadığı gibi, (Batıkisra)”Paela-kastro” veya “Balcea” mevkı ismi ile de hiçbir ilgisi yoktur. Gerçek anlamda Balıkesir, Selçuklu devrinde kurulmuştur.

Tarihi

Balıkesir ilinin bulunduğu topraklar eski çağlarda “Misya” ismi ile anılırdı. Anadolu’da ilk siyasi birliğini (devleti)kuran Hititler (Etiler)bu bölgeyi de sınırları içine almışlardı. Hititlerden sonra Frikyalılar, Mısırlılar, Lidyalılar, Persler bu bölgeyi ele geçirdiler.

Pers Kisrası (kodaman)Dara ile Makedonya Kralı İskender arasında yapılan Granik Çayı Savaşında Persler yenilmiş, bu bölge Makedonyalıların eline geçmiştir. İskender ölünce imparatorluk, komutanlar arasında taksim edilmiş ve Lizimak “Misya”ya hakim olmuştur. Lizimak ile Selefkus arasındaki savaşta Lizimak ölünce, onun maliye işlerini yürüten Filiter, bağımsız Bergama Krallığını kurdu. M.Ö. 130 senesinde bu bölge Bergama Krallığı ile birlikte Roma İmparatorluğuna katıldı. Roma İmparatorluğu M.S. 395 senesinde ikiye bölününce, bu bölge Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. İslam orduları 672-677′de iki defa İstanbul’u fethetmek için geldiler. Her ikisinde de bu bölgede konakladılar. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklu Sultanı Süleyman Şah komutasındaki birlikler Balıkesir’i feth ettiler. Süleyman Şahın oğlu Birinci Sultan Kılıç Arslan’ın kayınpederi İzmir emiri Çaka Beyin nüfuz sahasına verildi. Haçlı seferleri esnasında zaman zaman Türklerle Bizanslılar arasında bazı şehirler gibi burası da el değiştirdi.

Danişmend Hanedanından Karasioğulları Balıkesir’i fethederek beyliğin başkenti yaptı. Karasioğulları Balıkesir, Çanakkale ve Bergama bölgesinde uç beyliği olarak ilk önce Selçuklulara, sonra da 1308-1335′e kadar İlhanlılara tabi oldu. Kuvvetli bir donanması olan Karasi Beyliği, Orhan Gazinin emrine girdi. 1345′te Osmanlı Devletine katıldı. Osmanlı Devletine ilk katılan Anadolu Beyliği, Karasi Beyliğidir.Karasi Beyi Süleyman1361′e kadar Çanakkale valiliği yaptı. Osmanlılar zamanında Balıkesir, Anadolu Beylerbeyliğinin 14 sancağından biri; Tanzimattan sonra ise Bursa (Hüdavendigar)eyaletinin üç sancağından biri oldu. Birkaç isyan dışında Osmanlı devrinde Balıkesir, Birinci Dünya Harbine kadar en sakin bölgelerdendi.

1919 senesinin Mayıs ayında Yunan istila kuvvetleri Edremit’e, 29 Mayıs 1919′da ise Ayvalık’a girdiler. Milli mücadelenin ilk toplu cephesi Ayvalık’ta açıldı. Milli mücadele bir çığ gibi büyüyerek gelişti. 26 Ağustos 1922 Başkomutanlık Zaferinden sonra 3 Eylül 1922′de Burhaniye, 4 Eylül Bigadiç, 5 Eylül Susurluk, 6 Eylül Balıkesir, Balya, Gönen ve İvrindi, 9 Eylül Edremit, 14 Eylül Manyas ve 17 Eylül’de Ayvalık ve Bandırma düşman istilasından kurtuldu.

Fiziki Yapı

Balıkesir topraklarının %35,6’sı dağlar, % 53,1′i platolar, %10,9′u ovalar ve % 0,4′ü yaylalarla kaplıdır.

Dağlar:Dağlar fazla yüksek değildir. En yüksek yeri Kazdağı (1774 m)dır. Madra Dağları (1338 m), Alaçam Dağları (1625 m), Kapıdağ (782 m), Karadağ (764 m), Kepez Dağı (1336 m) ve Gelçel Dağı (881 m) başlıca dağlarıdır.

Ovaları:Balıkesir ilinin toprakları çoğu yerde küçük tepelerle birbirinden ayrılan ova halindeki düzlüklerdir. İlin yüzde onunu Türkiye’nin en verimli ovalarından Manyas, Gönen, Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Sındırgı, Bigadiç, Bergama, Susurluk, İvrindi ve 140 kilometrekarelik Balıkesir ovaları kaplar. Ovalar dere ve çayların getirdiği alüvyonlarla gayet verimli duruma gelmiştir.

Akarsuları:Balıkesir, akarsular bakımından zengindir. Fakat bunlar küçük olup, büyük nehirler yoktur. Başlıca akarsularından Susurluk (Simav)Çayı;Kütahya’nın Şaphane Dağından çıkarak, Bursa’da Nilüfer Çayı ile birleşip Ballıkaya’da Marmara Denizine dökülür. Gönen Çayı; Kaz Dağından çıkarak Kazak, Bakırçay ve Akkayası çaylarını alır ve Erdek Körfezine dökülür. Ayrıca Atnos Deresi, Kızıklı Dere, Kara Dere, Koca Çay, Havran Çayı, Zeytin Çayı ve Kirmasti Çayı diğer bilinen çaylardır.

Göller:Manyas Gölü Türkiye’nin altıncı büyük gölüdür. 178-192 kilometrekaredir. Derinliği azdır. Deniz seviyesinden 20 m yüksekliktedir. Kocaçay ile beslenir. Karadere ile Susurluk Çayını besler. Bol miktarda sazan, yılan ve turna balığı bulunur.Manyas Gölünün en önemli tarafı, göl kenarında milli park halinde bulunan “Kuş Cenneti” isimli kısmıdır. Bu bölgede 8600 çeşit kuş vardır. Dünyanın en uzak köşelerinden gelen üç milyon kuş, bu bölgede barınmakta, kuluçkaya yatıp yavrularını büyütmektedir. Bu milli park 52 dekar genişlikdedir. 1959′dan beri milli park statüsünde olan bu yeri, turist ve ziyaretçiler ancak gözetleme kulesinden seyredip fotoğraf çekebilmektedirler.Kuşlar bu bölge halkından kaçmamakta, onlar da kuşları korumaktadır. Bu bölgedeki kuşlar üç gruptan ibarettir. Birinci grup kuşlar, mart başlarında güney ülkelerden kuluçka için gelirler.Mayısta yavrular yumurtadan çıkıp,temmuz başında uçacak hale gelirler. Başlıcaları; leylek, karabatak, balıkçıl, kaşıkçı, dalgıç, yağmurkuşu, mavi karga, saz bülbülü, çulluk ve çeşitli su tavuklarıdır. Diğer bir grup kuşlar soğuk havalarda burada konaklayıp, sıcak ülkelere inerler. Üçüncü grup ise sadece göç esnasında buraya uğrayıp konaklayan kuşlardır. Bu bölgeye avcıların girmesi yasaktır.

Tabak Gölü: Edremit Körfezinden Ege Denizine dökülen Havran,Zeytinli ve Kızılkeçeli çayları büyük bir bataklık meydana getirirler. Bu bataklığın ortasındaki su birikintisine “Tabak Gölü” denir. Çay Gören Barajı Gölü:Susurluk Çayı üzerinde kurulan bir baraj gölüdür.Yüzölçümü 780 hektardır.

Tarihi Eserler

Balıkesir yöresinde Adramytteion Thebai, Adramyttion, Akhyraous, Antandros, Artaka (Erdek), Artemea, Astyra, Aureliane (Havran), Daskleion, Hadrianoutherai, Koryhantis (Coryphas), Kytonion, Kyzikos, Passandra, Poimanenon (Eski manyas), Podoselene, Prokennesos (Marmara Adası), Pyrrha, Zeleia (Sarıköy) antik kentleri bulunmaktadır.
Tarihi yapılar yönünden oldukça zengin olan yörede, Yıldırım Külliyesi (Eski Cami), Zağanos Paşa Külliyesi (1461), Yeşilli Cami (Hisariçi Camisi), Tahtalı Cami (1452), Hakkı Çavuş Camisi (1352), İbrahimağa camisi, Hacıömer (Martlı) Cami (1571), Hacı Ali Bey Camisi, Karaoğlan Camisi, Kasaplar Camisi, İbrahimbey Camisi (1466), Sefer Ağa Camisi, Vicdaniye Camisi, Eminağa Camisi (1897), Çınarlı Cami (1905), Alaca Mescid Camisi, Umurbey Camisi, Hamidiye Camisi (1898) Şeyh Lütfullah Camisi, Hacı Kaya Cami, Kırımlılar Camisi (1862), Kayabey Camisi (1907), Ali Suuri Medresesi, Karasi Bey Türbesi, Hayrettin Efendi Türbesi, Sinan Efendi Türbesi (XV.yüzyıl), Paşa Sultan Türbesi (1472), Balım Sultan Türbesi, Hasan Baba Türbesi, Çırpıllı Dede Türbesi, Fatma Sultan Türbesi,Yıldırım Köprüsü, Paşa Hamamı (1461) ve Saat Kulesi bulunmaktadır. Bunların yanı sıra da yörede çeşitli kaplıcalar, mesire yerleri ile müzeler bulunmaktadır.


Konular