Nevşehir'in tarihi ve doğal güzellikleri
Nevşehir Mondros Mütarekesi günlerinde 12. Kolordu” ya bağlı 11. tümenin denetim alanı içindeydi. Karargâhı Niğde”de bulunan tümenin önemli silah ve cephane depolarından biri de Nevşehir”de idi.
Orta Anadolu, Mütareke”nin belirlediği paylaşım alanlarının dışında kaldığı için Nevşehir, Milli Mücadele yıllarında önemli bir siyasi olaya tanık olmadı. Bununla birlikte 4 Eylül 1919”da toplanan Sivas Kongresi”ne, Nevşehir adına bir delege katıldı: Dellalzade Hacı Osman Efendi. Hacı Osman Efendi, kongrede alınan bütün vilayet ve kazalarda Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Şubeleri oluşturulmasını öngören kararın Nevşehir”de uygulanmasına öncülük etti. Bu cemiyetin önde gelenleri Eyüp Bey, Müftü Süleyman Hakkı Efendi, Belediye Başkanı Ahmet Efendi idi. Bugün Nevşehir”e bağlı olan Avanos”ta da cemiyetin bir şubesi kurulmuştu.Bu cemiyetin çalışmalarında en etkin kişi Belediye Başkanı Nuri Bey”dir.
Milli Mücadele yıllarında Nevşehir”e ilişkin olarak anılması gereken bir başka gelişme de Mustafa Kemal” in 22 Aralık 1919” da Hacı Bektaş”a gelmesidir. Bektaşileri Milli Mücadele’ye kazanmak amacını güden Mustafa Kemal Hacı Bektaşı Veli Tekkesi Çelebisi Cemalettin Efendi ve tekke şeyhi Salih Niyazi Baba ile görüştü. Ülkenin içinde bulunduğu durum uzun uzadıya ele alındı. Her iki Bektaşi önderi de Mustafa Kemal ile aynı düşüncede olduklarını ve Milli Mücadele saflarına katıldıklarını açıkladılar. Bu Mustafa Kemal”in Sivas Kongresi sonrasında kazandığı en önemli başarılarından biriydi. Bu görüşmeden sonra Anadolu”nun her yanındaki Bektaşi Tekkeleri birer Kuvay-i Milliye karargahı işlevi gördü.
Nevşehir Osmanlıların son dönemlerinde Niğde Sancağı”na bağlı bir kaza idi. Cumhuriyetimizin ilanından sonra 1924” te Niğde yeni idari yapılanmada bir il olarak ortaya çıkarken Nevşehir de ilçelerinden biri oldu.
6429 sayılı yasa ile Nevşehir 20 Temmuz 1954 tarihinde il haline getirildi. Kırşehir ve Kırşehir” e bağlı Mucur, Avanos, Hacıbektaş ( 1945” ..te ilçe oldu.), Kayseri”ye bağlı Ürgüp ( 1935” te ilçe oldu.), Niğde” ye bağlı Arapsun (1948” de Gülşehir adını aldı.) Nevşehir” in ilçeleri haline getirildi. Kozaklı ve Hamamorta köyleri Avanos” a bağlı birer köy iken birleştirilerek 1954” te Kozaklı adıyla ilçe olarak Nevşehir”e bağlandı. Kırşehir 1957”de tekrar il yapıldı. Mucur ilçesi ile beraber Nevşehir”den ayrıldı.Daha önceleri Melegübü ismi ile anılan bir bucak merkezi olan Derinkuyu 1 Nisan 1960” ta ilçe durumuna getirildi. Acıgöl kasabası ise 4 Temmuz 1987” de ilçe olmuştur.
Coğrafi Konum
Roma İmparatoru Augustus zamanında Antik Dönem yazarlarından Strabon 17 kitaplık ‘Geographika’ adlı kitabında (Anadolu XII, XIII, XIV) Kapadokya Bölgesi’nin sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtir. Bugünkü Kapadokya Bölgesi Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya Bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir.
Nevşehir, İç Anadolu Bölgesi’nde 38º 12′ ve 39º 20′ kuzey enlemleri ile 34º 11′ ve 35º 06 ‘ doğu boylamları arasında kalır. Konya kapalı havzasında kalan Derinkuyu ilçesi dışında, bütünüyle Orta Kızılırmak Havzası’na giren Nevşehir,konum itibariyle Türkiye’nin tam ortasında olup, yüzölçümü 5.467 km²’dir. Ülke topraklarının binde 7’sini kaplar.
Kızılırmak vadisinin güney yamacına kurulmuş olan il merkezinin rakımı 1.150 metredir. İl alanı, yöresel açıdan, doğudan Kayseri’nin Yeşilhisar, İncesu ve Merkez, kuzeydoğudan Yozgat’ın Boğazlıyan ve Şefaatli, güney, güneybatı ve batıdan Niğde, Aksaray merkez ve Ortaköy ilçesi ile çevrilidir. Yüzey şekilleri açısından ise, ilin doğusunda Hodul dağı ve uzantıları, kuzeyinde Delice Irmak vadisi, güney ve güneybatısında Erdaş dağı ve uzantıları vardır.
Kullanım bakımından % 97’si tarıma elverişlilik gösteren il topraklarının yeryüzü şekillerine göre dağılımında en büyük pay, plotalarındır. İl alanının % 56,6’sı plotalarla, %24,9′u ovalarla, % 18,5′i ise dağlarla kaplıdır.
Dağlar
Nevşehir il alanında rastlanan yeryüzü şekillerinden en az ağırlıklı olanı, dağlardır. İl alanının %18.5 ‘ ini kaplayan dağlar, genellikle Kızılırmak vadisinin kuzeyinde ve güneyinde toplanmıştır. İldeki dağların asıl oluşum dönemi III. Jeolojik zamandır. Alp kıvrımlaşması sırasında Kuzey Anadolu ve Güney Anadolu dağları şekillenirken ortaya çıkan sıkışmalarla Orta Anadolu’da yer yer yükselme çökmeler olmuştur. Çöken kesimde uzanan Nevşehir toprakları, III. Jeolojik zamanda (Neojende) göl suları altında kalmıştır. Daha sonra yörede çok yoğun volkanik ve tektonik hareketler oluşmuş, il alanının büyük bir bölümü çıkan lav ve tüflerle örtülürken bir yandan da yeni kırılmalar ve püskürmelerle yükselmiş böylece dağlar oluşmuştur. İldeki başlıca dağlar şöyle sıralanabilir:
Erdaş Dağı
İlin güneybatısındaki bu dağ, Niğde topraklarında geniş ve yüksek kütleler oluşturan Melendiz ve Hasandağı eteklerine dek uzanan Kızılırmak platosu üzerindedir. Aslında bir yanardağ olan Erdaş kütlesi, Kızılcin, Ağıllı, Kurugöl, Doğala ve Çakıllı köylerinin arasını doldurur. Eğimi genellikle %20′ nin üzerinde olan Erdaş dağında iklim çok sert geçer. Toprak tabakasının sığlığı da bunlara eklenince, çıplak bir görünüm ortaya çıkar. 1.982 metre yüksekliktedir. Bu doruk aynı zamanda ilin en yüksek noktasıdır.
Hodul Dağı
İlin doğusunda yer alan Hodul dağı, Erdaş dağına göre daha düzenli bir sıra oluşturur. Derinkuyu yöresinin doğusundan başlayan sıra, yer yer daralıp genişleyerek doğu ve kuzeydoğu yönünde uzanır. Kuzey yönünde Kızılırmak’a karışan akarsuların açtığı vadilerle derin bir şekilde parçalanan Hodul dağı, volkanik yapılıdır. En yüksek noktasının yükseltisi 1.949 metre olan bu dağ sırası, Erciyes yanardağından püsküren lav ve tüflerin birikmesiyle ortaya çıkmıştır. III.Jeolojik zamanın sonlarıyla IV. Jeolojik zamanın başlarında iyice şekillenen Kayseri-İncesu, Yeşilhisar çöküntü oluğuyla Erciyes kütlesinden ayrılarak bağımsız bir sıra oluşturmuştur. Aynı zamanda Nevşehir-Kayseri sınırını oluşturan Hodul dağı, akarsu vadileri ve çöküntü alanlarının yakınında %20′nin üzerinde eğimli yamaçlara dönüşür. Hodul dağı genellikle bitki örtüsünden yoksundur. Eteklere doğru, bozuk ardıç, meşe, alıç, ahlat gibi ağaç türleri ile bazı otsu bitkilere rastlanır.
Kızıldağ
İl alanının kuzeyinde Kozaklı yöresiyle Kızılırmak vadisini birbirinden ayıracak şekilde doğu-batı doğrultusunda uzanan bu dağ, Erciyes dağından çıkan lavlarla tüflerin Kızılırmak vadisi ile oyulmasından sonra bağımsız bir kütle durumuna dönüşmüştür. En yüksek noktası 1.768m ile Altıpınar köyünün doğusundaki kesimdedir. Yarı kurak kuşak üzerinde yer alan dağ, bozkır bitkileri dışında doğal örtüden yoksundur.
Hırka Dağı
İl alanının kuzeyinde Gülşehir ile Hacıbektaş arasında yükselen bu dağ da yine Kızılırmak vadisine parelel olarak doğu-batı istikametinde uzanır. En yüksek noktası 1.683 m olan dağın zirveleri tamamı ile çıplak ve kayalık olup eteklerde bozkır bitkileri yanında özellikle kuzey yamaçlarda meşe ağacının oluşturduğu orman toplulukları vardır.
Oylu Dağı
Nevşehir ilinin doğusunda yer alan bu dağda oluşum olarak diğerleri ile benzerlik göstermektedir. En yüksek noktası 1642 metre ile sivri tepedir. Uzun yıllar az eğimi olan yamaçlarında ve üzerindeki geniş düzlüklerde tarım yapılmıştır. Bitki örtüsü olarak yine, bozkır bitkileri meşe, ardıç, ahlat, alıç gibi ağaçlara rastlanır.
Aşıklı Dağ
Oylu dağı ile kuzey-güney istikametinde paralel konumda olan bu dağ, Nevşehir’in güney-güneydoğu istikametinde Niğde yolu kenarında bağımsız büyük bir kütle halindedir. En yüksek noktası 1.695 m olan Aşıklı dağ, volkanik bir birikimdir. Üzerinde yine meşe ve ardıçlar yanında bozkır bitkileri vardır. Eteklerinde halen bağcılık devam etmektedir.
Kermil Dağı
Nevşehir ilinin doğusunda Uçhisar kasabası güneyinde yer alan dağ, Ürgüp yolu kenarındadır. En yüksek noktaları 1.486 metre ile Beşik Kaya tepe ve 1.516 metre ile Çıplak tepedir. Genellikle bitki örtüsünden yoksun olup, tüf tabakası açığa çıkmaya başlamıştır.
Uçhisar (Akdere Dağı)
Kermil dağının güneybatısında aynı silsile üzerinde olup yüksekliği 1.543m dir. Tamamen bitki örtüsünden yoksundur.
Topuz Dağı
Ürgüp ilçesinin doğusundan başlayıp uzun bir silsile ile Hodul dağına doğru uzanır. Çökek köyü üzerinde Topuzkara dağ olarak başlayıp güneydoğu istikamette Fakıd dağ, Topuz dağ olarak Tekke dağına oradan da Hodul’a birçok tepe ile sıralanır. Ortalama rakımı 1.600 metre civarında olup birçok tepecikten oluşmaktadır. Üzerinde yer yer meşe toplulukları yanında, ahlat, alıç, ardıç gibi ağaç türleri ve bozkır bitkileri vardır.
Ziyaret Dağı (İdiş Dağı)
İlin kuzey doğusunda Avanos’un kuzeyinde yükselen bu dağ silsilesinin güney ve doğu kenarı Kızılırmak’a dayanır. En yüksek noktası 1.581 metre olan Ziyaret dağı ortalama %50 meyile sahiptir. Kızılırmak vadisine doğu-batı istikametindeki dağ silsileleri genelde bitki örtüsünden yoksundur. Kuzey yamaçlarında Özkonak, Göynük kasabalarına doğru meşe toplulukları vardır. Son yıllarda yapılan ağaçlandırmalarla bir miktar daha bitki örtüsü ile kaplanmıştır. Bu dağların yanında ilin genel yapısını teşkil eden ve volkanik hareketler sonucu oluşmuş kepez tabir edilen düz tepeler vardır. Bunlardan Nevşehir çevresinde Akkepez, Karakepez, Ortakepez, Bucakkepez sayılabilir.
Platolar
İl alanının yarısından çoğu platolarla kaplıdır. III. Jeolojik zamanın sonlarıyla IV.Jeolojik zamanın başlarında ortaya çıkan kıvrılma-sıkışmalar ve volkanik hareketler sonucunda, daha önce neojen gölleri altında olan il alanı yükselmiştir. Doğudaki Erciyes, güneyde ve güneybatıdaki Melendiz ve Hasandağı gibi yanardağlardan çıkan lavlar çevreye yayılarak geniş platolar oluşturmuştur. Bu platolar, Kızılırmak tarafından ortadan yarılarak günümüzdeki görünümünü kazanmıştır. Akarsuyun yöredeki önemi nedeniyle, il topraklarında platoların tümüne birden Kızılırmak platosu adı verilmektedir.
Kızılırmak Platosu
1.500 metreye kadar çıkan yükselti basamaklarına dizilmiş olan bu platolarda eğim genellikle %20′nin altındadır. Ancak akarsu vadileri yakınında eğimin %20 ‘nin üzerine çıktığı görülür. Püskürük ana maddenin çözünmesi ile oluşan plato toprakları çoğunlukla pek sığdır. Kış ve ilkbahar yağışlarını yeterince almadığı için, bu topraklar genellikle çıplaktır. Bunun bir nedeni de yaz aylarının sıcak ve kurak geçmesidir. İlkbaharda yeşillenen ve çiçek açan bozkır bitkileri, sıcakların bastırmasıyla kurur. Geniş platolara karşın, ilde zengin otlakları olan yaylalar azdır. Buna bağlı olarak, geleneksel yöntemlerle yapılan hayvancılık gelişmemiştir. Mera niteliği taşıyan düşük yükseltili platoların bir bölümünde, nadaslı kuru tarım yapılmaktadır.
Ovalar
Kıyı Ovaları
Kızılırmağın kuzeyinde ve güneyinde, vadi tabanındaki doğu batı doğrultulu tarım alanları Nevşehir’in kıyı ovalarıdır. Ancak bu taban topraklar, yalnızca iki yerde ova niteliği kazanabilmektedir. Kızılırmak vadisinin genişlediği Avanos yöresinde, alüvyal ve kolüvyal topraklarla kaplı geniş alanlar ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 10km boyunca uzanan kıyı ovası pek geniş değildir. Bu ovanın genişliği 2-3km dolayındadır. Avanos yakınında, güneyden Kızılırmak vadisine açılan yan vadiler boyunca uzanır ve bu kesimde genişliği 6 km’ye kadar çıkar. Ovanın, alüvyal topraklarla kaplı asıl verimli kesimi de burasıdır. Küçük olmasına karşın, ilin sanayi bitkileri ve yumru bitkileri üretimi açısından, ovanın önemi büyüktür.
Gülşehir yakınında, Kızılırmak vadisinin tabanı yeniden başlar ve yaklaşık 12 km uzunluğunda, 2-4 km genişliğinde bir kıyı ovası oluşturur. Ovanın 2/3′ü, alüvyal, kalan bölümü de kolüvyal topraklarla kaplıdır. Bu kıyı ovasının doğu ucu, kuzeyden Kızılöz deresinin, güneyden Sulusaray deresinin taşıdığı kolüvyal maddelerle dolarak bir miktar genişlemiş durumdadır.
Kızılırmak vadisi, il alanından çıkmadan yer yer genişlemekteyse de hiçbir yerde ova sayılabilecek düzlükler oluşmamıştır. Nevşehir’in güneydoğu ucunda yer alan Derinkuyu yöresi, Konya kapalı havzası içinde kalmaktadır. Yöreden, doğuya doğru çok sayıda küçük vadi açılmakta ve bu vadilerin tabanları Derinkuyu yöresinde birleşerek geniş düzlükler oluşturmaktadır.
Derinkuyu Ovası
Nevşehir’in en büyük ovası olan Derinkuyu ovası, güneye doğru eğimli ve çok sayıda küçük akarsuyun taşıdığı alüvyonlarla kaplanmıştır. Akarsular yaz döneminde bütünüyle kuruduğu için ovanın, yüzey sularıyla sulanması olanağı yoktur. Son yıllarda Toprak Su ve DSİ’nin yoğun çalışmalarıyla, Derinkuyu ovasının bazı kesimleri yeraltı su kaynaklarından yararlanılarak sulamaya açılmıştır.
Ova Derinkuyu’dan Kuyulutatlar köyüne kadar yaklaşık 20 km uzanmaktadır. Orta kesiminde genişlik 16 km’ye kadar uzanmaktadır. Nevşehir’de bu ovalar dışında kimi taban topraklarda ve platolar arasında, genellikle kuru tarım yapılan çok sayıda küçük düzlük vardır. Ova sayılabilecek kadar geniş olmamalarına karşın, son yıllarda tarımda modern araçların kullanımının artmasıyla, bu alanların önemi artmaya başlamıştır.
Yeraltı Zenginlikleri
Nevşehir’in ekonomik bakımdan önemli yeraltı kaynaklarının başında linyit, perlit, tuz ve oniks yatakları sayılabilir. Gülşehir ilçesinin Arafa yöresinde toplam rezervi 3.000.000. ton olan linyit yatakları ile toplam rezervi 2.500 ton olan barit yatakları vardır. Avanos ilçesini Kayaharmanı, Topaklı ve Dölek yöresinde toplam rezervi 1.800.000 tona ulaşan kaolin yatakları ve aynı ilçe topraklarında dağınık halde toplam 1.000.000 jeolojik rezervli mermer(oniks) yatakları vardır. Acıgöl ilçesi ve Derinkuyu ilçesinin Büyükgüllü ve Bozdağı yörelerinde nitelikli perlit yatakları geniş alanlar kaplar.
Gülşehir ilçesine bağlı Tuzköy yakınlarında toplam rezervi 50.000.000 ton üzerinde zengin tuz yataklarının bir bölümü tekelce işletilmektedir. Ayrıca Nevşehir ili çevresinde iyi blok verebilen kesimlerde tüflerden kesme taş şeklinde inşaat malzemesi üretimi oldukça yaygındır.
Orta Anadolu, Mütareke”nin belirlediği paylaşım alanlarının dışında kaldığı için Nevşehir, Milli Mücadele yıllarında önemli bir siyasi olaya tanık olmadı. Bununla birlikte 4 Eylül 1919”da toplanan Sivas Kongresi”ne, Nevşehir adına bir delege katıldı: Dellalzade Hacı Osman Efendi. Hacı Osman Efendi, kongrede alınan bütün vilayet ve kazalarda Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Şubeleri oluşturulmasını öngören kararın Nevşehir”de uygulanmasına öncülük etti. Bu cemiyetin önde gelenleri Eyüp Bey, Müftü Süleyman Hakkı Efendi, Belediye Başkanı Ahmet Efendi idi. Bugün Nevşehir”e bağlı olan Avanos”ta da cemiyetin bir şubesi kurulmuştu.Bu cemiyetin çalışmalarında en etkin kişi Belediye Başkanı Nuri Bey”dir.
Milli Mücadele yıllarında Nevşehir”e ilişkin olarak anılması gereken bir başka gelişme de Mustafa Kemal” in 22 Aralık 1919” da Hacı Bektaş”a gelmesidir. Bektaşileri Milli Mücadele’ye kazanmak amacını güden Mustafa Kemal Hacı Bektaşı Veli Tekkesi Çelebisi Cemalettin Efendi ve tekke şeyhi Salih Niyazi Baba ile görüştü. Ülkenin içinde bulunduğu durum uzun uzadıya ele alındı. Her iki Bektaşi önderi de Mustafa Kemal ile aynı düşüncede olduklarını ve Milli Mücadele saflarına katıldıklarını açıkladılar. Bu Mustafa Kemal”in Sivas Kongresi sonrasında kazandığı en önemli başarılarından biriydi. Bu görüşmeden sonra Anadolu”nun her yanındaki Bektaşi Tekkeleri birer Kuvay-i Milliye karargahı işlevi gördü.
Nevşehir Osmanlıların son dönemlerinde Niğde Sancağı”na bağlı bir kaza idi. Cumhuriyetimizin ilanından sonra 1924” te Niğde yeni idari yapılanmada bir il olarak ortaya çıkarken Nevşehir de ilçelerinden biri oldu.
6429 sayılı yasa ile Nevşehir 20 Temmuz 1954 tarihinde il haline getirildi. Kırşehir ve Kırşehir” e bağlı Mucur, Avanos, Hacıbektaş ( 1945” ..te ilçe oldu.), Kayseri”ye bağlı Ürgüp ( 1935” te ilçe oldu.), Niğde” ye bağlı Arapsun (1948” de Gülşehir adını aldı.) Nevşehir” in ilçeleri haline getirildi. Kozaklı ve Hamamorta köyleri Avanos” a bağlı birer köy iken birleştirilerek 1954” te Kozaklı adıyla ilçe olarak Nevşehir”e bağlandı. Kırşehir 1957”de tekrar il yapıldı. Mucur ilçesi ile beraber Nevşehir”den ayrıldı.Daha önceleri Melegübü ismi ile anılan bir bucak merkezi olan Derinkuyu 1 Nisan 1960” ta ilçe durumuna getirildi. Acıgöl kasabası ise 4 Temmuz 1987” de ilçe olmuştur.
Coğrafi Konum
Roma İmparatoru Augustus zamanında Antik Dönem yazarlarından Strabon 17 kitaplık ‘Geographika’ adlı kitabında (Anadolu XII, XIII, XIV) Kapadokya Bölgesi’nin sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtir. Bugünkü Kapadokya Bölgesi Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya Bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir.
Nevşehir, İç Anadolu Bölgesi’nde 38º 12′ ve 39º 20′ kuzey enlemleri ile 34º 11′ ve 35º 06 ‘ doğu boylamları arasında kalır. Konya kapalı havzasında kalan Derinkuyu ilçesi dışında, bütünüyle Orta Kızılırmak Havzası’na giren Nevşehir,konum itibariyle Türkiye’nin tam ortasında olup, yüzölçümü 5.467 km²’dir. Ülke topraklarının binde 7’sini kaplar.
Kızılırmak vadisinin güney yamacına kurulmuş olan il merkezinin rakımı 1.150 metredir. İl alanı, yöresel açıdan, doğudan Kayseri’nin Yeşilhisar, İncesu ve Merkez, kuzeydoğudan Yozgat’ın Boğazlıyan ve Şefaatli, güney, güneybatı ve batıdan Niğde, Aksaray merkez ve Ortaköy ilçesi ile çevrilidir. Yüzey şekilleri açısından ise, ilin doğusunda Hodul dağı ve uzantıları, kuzeyinde Delice Irmak vadisi, güney ve güneybatısında Erdaş dağı ve uzantıları vardır.
Kullanım bakımından % 97’si tarıma elverişlilik gösteren il topraklarının yeryüzü şekillerine göre dağılımında en büyük pay, plotalarındır. İl alanının % 56,6’sı plotalarla, %24,9′u ovalarla, % 18,5′i ise dağlarla kaplıdır.
Dağlar
Nevşehir il alanında rastlanan yeryüzü şekillerinden en az ağırlıklı olanı, dağlardır. İl alanının %18.5 ‘ ini kaplayan dağlar, genellikle Kızılırmak vadisinin kuzeyinde ve güneyinde toplanmıştır. İldeki dağların asıl oluşum dönemi III. Jeolojik zamandır. Alp kıvrımlaşması sırasında Kuzey Anadolu ve Güney Anadolu dağları şekillenirken ortaya çıkan sıkışmalarla Orta Anadolu’da yer yer yükselme çökmeler olmuştur. Çöken kesimde uzanan Nevşehir toprakları, III. Jeolojik zamanda (Neojende) göl suları altında kalmıştır. Daha sonra yörede çok yoğun volkanik ve tektonik hareketler oluşmuş, il alanının büyük bir bölümü çıkan lav ve tüflerle örtülürken bir yandan da yeni kırılmalar ve püskürmelerle yükselmiş böylece dağlar oluşmuştur. İldeki başlıca dağlar şöyle sıralanabilir:
Erdaş Dağı
İlin güneybatısındaki bu dağ, Niğde topraklarında geniş ve yüksek kütleler oluşturan Melendiz ve Hasandağı eteklerine dek uzanan Kızılırmak platosu üzerindedir. Aslında bir yanardağ olan Erdaş kütlesi, Kızılcin, Ağıllı, Kurugöl, Doğala ve Çakıllı köylerinin arasını doldurur. Eğimi genellikle %20′ nin üzerinde olan Erdaş dağında iklim çok sert geçer. Toprak tabakasının sığlığı da bunlara eklenince, çıplak bir görünüm ortaya çıkar. 1.982 metre yüksekliktedir. Bu doruk aynı zamanda ilin en yüksek noktasıdır.
Hodul Dağı
İlin doğusunda yer alan Hodul dağı, Erdaş dağına göre daha düzenli bir sıra oluşturur. Derinkuyu yöresinin doğusundan başlayan sıra, yer yer daralıp genişleyerek doğu ve kuzeydoğu yönünde uzanır. Kuzey yönünde Kızılırmak’a karışan akarsuların açtığı vadilerle derin bir şekilde parçalanan Hodul dağı, volkanik yapılıdır. En yüksek noktasının yükseltisi 1.949 metre olan bu dağ sırası, Erciyes yanardağından püsküren lav ve tüflerin birikmesiyle ortaya çıkmıştır. III.Jeolojik zamanın sonlarıyla IV. Jeolojik zamanın başlarında iyice şekillenen Kayseri-İncesu, Yeşilhisar çöküntü oluğuyla Erciyes kütlesinden ayrılarak bağımsız bir sıra oluşturmuştur. Aynı zamanda Nevşehir-Kayseri sınırını oluşturan Hodul dağı, akarsu vadileri ve çöküntü alanlarının yakınında %20′nin üzerinde eğimli yamaçlara dönüşür. Hodul dağı genellikle bitki örtüsünden yoksundur. Eteklere doğru, bozuk ardıç, meşe, alıç, ahlat gibi ağaç türleri ile bazı otsu bitkilere rastlanır.
Kızıldağ
İl alanının kuzeyinde Kozaklı yöresiyle Kızılırmak vadisini birbirinden ayıracak şekilde doğu-batı doğrultusunda uzanan bu dağ, Erciyes dağından çıkan lavlarla tüflerin Kızılırmak vadisi ile oyulmasından sonra bağımsız bir kütle durumuna dönüşmüştür. En yüksek noktası 1.768m ile Altıpınar köyünün doğusundaki kesimdedir. Yarı kurak kuşak üzerinde yer alan dağ, bozkır bitkileri dışında doğal örtüden yoksundur.
Hırka Dağı
İl alanının kuzeyinde Gülşehir ile Hacıbektaş arasında yükselen bu dağ da yine Kızılırmak vadisine parelel olarak doğu-batı istikametinde uzanır. En yüksek noktası 1.683 m olan dağın zirveleri tamamı ile çıplak ve kayalık olup eteklerde bozkır bitkileri yanında özellikle kuzey yamaçlarda meşe ağacının oluşturduğu orman toplulukları vardır.
Oylu Dağı
Nevşehir ilinin doğusunda yer alan bu dağda oluşum olarak diğerleri ile benzerlik göstermektedir. En yüksek noktası 1642 metre ile sivri tepedir. Uzun yıllar az eğimi olan yamaçlarında ve üzerindeki geniş düzlüklerde tarım yapılmıştır. Bitki örtüsü olarak yine, bozkır bitkileri meşe, ardıç, ahlat, alıç gibi ağaçlara rastlanır.
Aşıklı Dağ
Oylu dağı ile kuzey-güney istikametinde paralel konumda olan bu dağ, Nevşehir’in güney-güneydoğu istikametinde Niğde yolu kenarında bağımsız büyük bir kütle halindedir. En yüksek noktası 1.695 m olan Aşıklı dağ, volkanik bir birikimdir. Üzerinde yine meşe ve ardıçlar yanında bozkır bitkileri vardır. Eteklerinde halen bağcılık devam etmektedir.
Kermil Dağı
Nevşehir ilinin doğusunda Uçhisar kasabası güneyinde yer alan dağ, Ürgüp yolu kenarındadır. En yüksek noktaları 1.486 metre ile Beşik Kaya tepe ve 1.516 metre ile Çıplak tepedir. Genellikle bitki örtüsünden yoksun olup, tüf tabakası açığa çıkmaya başlamıştır.
Uçhisar (Akdere Dağı)
Kermil dağının güneybatısında aynı silsile üzerinde olup yüksekliği 1.543m dir. Tamamen bitki örtüsünden yoksundur.
Topuz Dağı
Ürgüp ilçesinin doğusundan başlayıp uzun bir silsile ile Hodul dağına doğru uzanır. Çökek köyü üzerinde Topuzkara dağ olarak başlayıp güneydoğu istikamette Fakıd dağ, Topuz dağ olarak Tekke dağına oradan da Hodul’a birçok tepe ile sıralanır. Ortalama rakımı 1.600 metre civarında olup birçok tepecikten oluşmaktadır. Üzerinde yer yer meşe toplulukları yanında, ahlat, alıç, ardıç gibi ağaç türleri ve bozkır bitkileri vardır.
Ziyaret Dağı (İdiş Dağı)
İlin kuzey doğusunda Avanos’un kuzeyinde yükselen bu dağ silsilesinin güney ve doğu kenarı Kızılırmak’a dayanır. En yüksek noktası 1.581 metre olan Ziyaret dağı ortalama %50 meyile sahiptir. Kızılırmak vadisine doğu-batı istikametindeki dağ silsileleri genelde bitki örtüsünden yoksundur. Kuzey yamaçlarında Özkonak, Göynük kasabalarına doğru meşe toplulukları vardır. Son yıllarda yapılan ağaçlandırmalarla bir miktar daha bitki örtüsü ile kaplanmıştır. Bu dağların yanında ilin genel yapısını teşkil eden ve volkanik hareketler sonucu oluşmuş kepez tabir edilen düz tepeler vardır. Bunlardan Nevşehir çevresinde Akkepez, Karakepez, Ortakepez, Bucakkepez sayılabilir.
Platolar
İl alanının yarısından çoğu platolarla kaplıdır. III. Jeolojik zamanın sonlarıyla IV.Jeolojik zamanın başlarında ortaya çıkan kıvrılma-sıkışmalar ve volkanik hareketler sonucunda, daha önce neojen gölleri altında olan il alanı yükselmiştir. Doğudaki Erciyes, güneyde ve güneybatıdaki Melendiz ve Hasandağı gibi yanardağlardan çıkan lavlar çevreye yayılarak geniş platolar oluşturmuştur. Bu platolar, Kızılırmak tarafından ortadan yarılarak günümüzdeki görünümünü kazanmıştır. Akarsuyun yöredeki önemi nedeniyle, il topraklarında platoların tümüne birden Kızılırmak platosu adı verilmektedir.
Kızılırmak Platosu
1.500 metreye kadar çıkan yükselti basamaklarına dizilmiş olan bu platolarda eğim genellikle %20′nin altındadır. Ancak akarsu vadileri yakınında eğimin %20 ‘nin üzerine çıktığı görülür. Püskürük ana maddenin çözünmesi ile oluşan plato toprakları çoğunlukla pek sığdır. Kış ve ilkbahar yağışlarını yeterince almadığı için, bu topraklar genellikle çıplaktır. Bunun bir nedeni de yaz aylarının sıcak ve kurak geçmesidir. İlkbaharda yeşillenen ve çiçek açan bozkır bitkileri, sıcakların bastırmasıyla kurur. Geniş platolara karşın, ilde zengin otlakları olan yaylalar azdır. Buna bağlı olarak, geleneksel yöntemlerle yapılan hayvancılık gelişmemiştir. Mera niteliği taşıyan düşük yükseltili platoların bir bölümünde, nadaslı kuru tarım yapılmaktadır.
Ovalar
Kıyı Ovaları
Kızılırmağın kuzeyinde ve güneyinde, vadi tabanındaki doğu batı doğrultulu tarım alanları Nevşehir’in kıyı ovalarıdır. Ancak bu taban topraklar, yalnızca iki yerde ova niteliği kazanabilmektedir. Kızılırmak vadisinin genişlediği Avanos yöresinde, alüvyal ve kolüvyal topraklarla kaplı geniş alanlar ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 10km boyunca uzanan kıyı ovası pek geniş değildir. Bu ovanın genişliği 2-3km dolayındadır. Avanos yakınında, güneyden Kızılırmak vadisine açılan yan vadiler boyunca uzanır ve bu kesimde genişliği 6 km’ye kadar çıkar. Ovanın, alüvyal topraklarla kaplı asıl verimli kesimi de burasıdır. Küçük olmasına karşın, ilin sanayi bitkileri ve yumru bitkileri üretimi açısından, ovanın önemi büyüktür.
Gülşehir yakınında, Kızılırmak vadisinin tabanı yeniden başlar ve yaklaşık 12 km uzunluğunda, 2-4 km genişliğinde bir kıyı ovası oluşturur. Ovanın 2/3′ü, alüvyal, kalan bölümü de kolüvyal topraklarla kaplıdır. Bu kıyı ovasının doğu ucu, kuzeyden Kızılöz deresinin, güneyden Sulusaray deresinin taşıdığı kolüvyal maddelerle dolarak bir miktar genişlemiş durumdadır.
Kızılırmak vadisi, il alanından çıkmadan yer yer genişlemekteyse de hiçbir yerde ova sayılabilecek düzlükler oluşmamıştır. Nevşehir’in güneydoğu ucunda yer alan Derinkuyu yöresi, Konya kapalı havzası içinde kalmaktadır. Yöreden, doğuya doğru çok sayıda küçük vadi açılmakta ve bu vadilerin tabanları Derinkuyu yöresinde birleşerek geniş düzlükler oluşturmaktadır.
Derinkuyu Ovası
Nevşehir’in en büyük ovası olan Derinkuyu ovası, güneye doğru eğimli ve çok sayıda küçük akarsuyun taşıdığı alüvyonlarla kaplanmıştır. Akarsular yaz döneminde bütünüyle kuruduğu için ovanın, yüzey sularıyla sulanması olanağı yoktur. Son yıllarda Toprak Su ve DSİ’nin yoğun çalışmalarıyla, Derinkuyu ovasının bazı kesimleri yeraltı su kaynaklarından yararlanılarak sulamaya açılmıştır.
Ova Derinkuyu’dan Kuyulutatlar köyüne kadar yaklaşık 20 km uzanmaktadır. Orta kesiminde genişlik 16 km’ye kadar uzanmaktadır. Nevşehir’de bu ovalar dışında kimi taban topraklarda ve platolar arasında, genellikle kuru tarım yapılan çok sayıda küçük düzlük vardır. Ova sayılabilecek kadar geniş olmamalarına karşın, son yıllarda tarımda modern araçların kullanımının artmasıyla, bu alanların önemi artmaya başlamıştır.
Yeraltı Zenginlikleri
Nevşehir’in ekonomik bakımdan önemli yeraltı kaynaklarının başında linyit, perlit, tuz ve oniks yatakları sayılabilir. Gülşehir ilçesinin Arafa yöresinde toplam rezervi 3.000.000. ton olan linyit yatakları ile toplam rezervi 2.500 ton olan barit yatakları vardır. Avanos ilçesini Kayaharmanı, Topaklı ve Dölek yöresinde toplam rezervi 1.800.000 tona ulaşan kaolin yatakları ve aynı ilçe topraklarında dağınık halde toplam 1.000.000 jeolojik rezervli mermer(oniks) yatakları vardır. Acıgöl ilçesi ve Derinkuyu ilçesinin Büyükgüllü ve Bozdağı yörelerinde nitelikli perlit yatakları geniş alanlar kaplar.
Gülşehir ilçesine bağlı Tuzköy yakınlarında toplam rezervi 50.000.000 ton üzerinde zengin tuz yataklarının bir bölümü tekelce işletilmektedir. Ayrıca Nevşehir ili çevresinde iyi blok verebilen kesimlerde tüflerden kesme taş şeklinde inşaat malzemesi üretimi oldukça yaygındır.
Konular
- Düzce-Aydınpınar Şelalesi
- Düzce-Kurugöl Kanyonu
- Düzce-Melen Çayı
- Düzce-Efteni Gölü
- Düzce-Fakıllı Mağarası
- Düzce-Konuralp Müzesi
- Düzce-Samandere Şelalesi
- Düzce-Akçakocada Denize Girilen Plajlar
- Düzce-Hemşin Cami
- Düzce-Akçakoca Ceneviz Kalesi
- Düzce-Güzeldere Şelalesi
- Bilecik-Ertuğrul Gazi Türbesi
- Bilecik-Türbin Mesire Yeri
- Bilecik-Çelebi Sultan Mehmet Camii
- Bilecik-Söğüt Müzesi
- Bilecik-Şeyh Edebali Türbesi
- Bilecik-Bilecik Müzesi
- Bilecik-Uzunçam Yaylası
- Bilecik-Kınık Şelalesi
- Bilecik-Kaymakam Çeşmesi
- Bilecik- İnönü Şehitliği
- Bilecik-Metristepe Zafer Anıtı
- Bilecik-Dursun Fakih Türbesi
- Kütahya-Dereli Kaplıcaları
- Kütahya-Ilıca Harlek Kaplıcaları
- Kütahya-Kütahya Saat Kulesi
- Kütahya-Kütahya Arkeoloji Müzesi
- Kütahya-Domaniç Ormanları
- Kütahya-Yoncalı Kaplıcaları
- Kütahya-Murat Dağı Kaplıcaları