Çorum'un tarihi ve turistik yerleri

Kuleler ve Kaleler

Saat Kulesi: l894 yılında Çorum'lu Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa tarafından yaptırılmış olup, yüksekliği 27.5 m.dir. İlimizin tarihi bir simgesidir.

Çorum Kalesi: Selçuklu mimari özelliği taşıyan Çorum Kalesinde halen iskan mevcuttur. Şehrin güneyinde yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kare planlı olup, 80x80 ebatındadır . Yüksekliği 7.35 m. Duvarların genişliği 2.40 metredir. Kalenin kapısı kuzeyde olup, 2.70x3.30 m. Ölçüsündedir. Kalenin içerisinde büyük bir mescit bulunmaktadır. Kalenin kitabesi olmadığı için kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Danişmend veya Selçuklu Dönemine tarihlenen kalede düzgün kesme taş, moloz taş, Roma ve Bizans dönemine ait devşirme taşlar kullanılmıştır.

İskilip Kalesi: Yüz metre yükseklikte, üç tarafı kayalık üzerine inşaa edilmiştir. Güneye bakan bir kapısı, kale içinde sol tarafta bir zindan odası vardır. Dört tarafında burçlar bulunmaktadır.

Osmancık Kalesi: Yüksek bir tepe üzerine kurulmuş olan kalenin surlarının uzunluğu 250 m. Yüksekliği 30 m.dir İlk defa kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Roma Devrinde yapılmış olduğu sanılmaktadır. Kaleden Kızılırmağa gizli yollar mevcuttur. Kale duvarı örgülerinde Horasan harcı kullanılmıştır. Kale içinde kayalar oyularak yapılmış bir hamam harabesi mevcuttur. Kalenin ön kısmında bir kitabe, gözlemci yeri, kapısı ve burçlardan kalıntılar bulunmaktadır.

Sungurlu Saat Kulesi: l892 yılında kaymakam Edip Bey tarafından yaptırılmıştır. İnşaat malzemesi olarak kesme taş kullanılan saat kulesi, kaide ve saç örgü kısmı dahil sekiz kısımdır. Saat çelik halat ve 50 kğ . lık kovalar vasıtasıyla çalışmaktadır.

Camiler ve Türbeler

Ulu Cami: Selçuklu sultanı Alaattin zamanında azatlı kölesi Hayrettin tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. II. Beyazıt zamanındaki depremde harap olduğu için onarılan camii, IV. Murat zamanında Sultan Muradi Rabi Camii olarak adlandırılmıştır. Camiinin M.1306 tarihli minberindeki H. 707 tarihli kitabe camiinin de bu dönemde yaptırıldığını düşündürmektedir.

Hıdırlık Cami: Hz . Muhammed'in yakın arkadaşlarından ve onun sancaktarı Süheyb -i Rumi'ye saygı nişanesi olarak eski caminin yerine 2. Abdülhamit zamanında Yedi Sekiz Hasan Paşa'nın isteği üzerine H. 1307 yılında inşa edilmiştir.

Şeyh Muhittin Yavsi Camii: İskilip ilçesinde bulunan cami İslam alimlerinden Ebussuud Efendi'nin babası Şeyh Yavsi tarafından yaptırılmıştır.Tek kubbeli olarak yapılan caminin içerisinde ; daha sonra Ebussuud tarafından yaptırılan babasının türbesi vardır. Ayrıca , cami önünde Şeyh Yavsi'nin diktiği söylenen ulu bir karaağaç bulunmaktadır. Son yıllarda onarım gören caminin aslına zarar verilmemiştir.

Evlik Köyü Cami ve Türbesi: İskilip ilçesine bağlı evlik Köyü'nde bulunmaktadır. Camii ve türbede Fatih'in hocası Aksemsettin'in oğlu (Nurum Hûda) ve aile efratlarının mezarları bulunmakta olup, camii ve türbenin yapımında ahşap malzeme kullanılmıştır.

Kulaksız Camii: H.1230 (1830) yılında yaptırılan caminin kitabesi yoktur. 1803 yılında onarım görmüştür.

Elvançelebi Camii ve Türbesi: Mecitözü İlçesi, Elvançelebi beldesinde yer almaktadır. Orjinalde zaviye olduğu düşünülmektedir. Yapının cami kısmındaki kitabede H.681 (M.1282-83), türbe üzerindeki kitabede ise H.707 (M.1307) tarihleri bulunmaktadır.

Hamamlar

Paşa Hamamı: 1487 yılında Tabettin İbrahim Paşa Bin Hacı Bey tarafından yaptırılmıştır.Osmanlı dönemi eserlerinden olup, halen çalışmaktadır.

Güpür Hamamı: Merkez de Ulu camii karsısında bulunan hamam 1436 yılında yapılmıştır. Osmanlı dönemi mimari özelliğini taşır. Şu anda bakım çalışmaları devam etmektedir.

Ali Paşa Hamamı (Yeni Hamam): Saat kulesi yanında olup, bu hamam ilin en büyük hamamıdır. Erzurum beyler beyi olan Ali Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır.

Hanlar ve Köprüler

Veli Paşa Hanı: Plan ve mimari açısından Osmanlı Çağı hanlarına örnek teşkil eden han 1000 m2 lik bir alan kaplar. Ahşap han iki katlı olup, yalnızca ön cepheye bakan köşk bölümü üç katlıdır.

Menzil Hanı: Hacıhamza Kasabasında olup, eski tarihi yol üzerindedir. Dikdörtgenli plan olup, kemerler üzerine oturtulmuştur. Beşik tonoz örgülüdür. Camisi ve hamamı ile bir Osmanlı Külliyesi olan yapının günümüze bazı kısımları ulaşabilmiştir.

Osmancık Koyunbaba Köprüsü: Osmancık ilçesindeki köprü , Osmanlı Sultanı ll . Beyazıt zamanında 1489 (H.889) yılında inşasına başlanıp , 1491 (H.895) yılında tamamlanmıştır. 250 m. Uzunluğunda 7.5 m. Genişliğinde olup, 15 gözlüdür. Köprünün kuzey kısmında ve kalenin dibindeki kayalıkta kitabesi mevcuttur.

Köprü, sayıları çok az klasik Türk sanatı eserlerindendir. Kızılırmak üzerinden yaklaşık 500 yılından beri sanat abidesi olarak durmakta ve bugün de hizmet vermektedir.

Tarihi Çorum Evleri

Çorum'un eski evleri Türk toplumunun geleneksel yapısı ile bütünleşmiştir. Sözkonusu evlere; Çorum'un Çepni , Karakeçili, Devane gibi eski mahalleleri ile İskilip, Sungurlu ve Kargı'da rastlanılmaktadır.

Korunan Alanlar

Boğazköy Alacahöyük Milli Parkı

Çorum - Alacahöyük Tarihi Milli Parkı

Yeri: İç Anadolu Bölgesinde , Çorum ili Sungurlu ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Ulaşım: Milli Park alanına,Sungurlu-Çorum karayolu ile ulaşım sağlanmakta olup saha Sungurlu'ya 26 km.,Yozgat'a 29 km., Ankara'ya 208 km.mesafededir .

Özelliği: Milli Parkın ana kaynak değeri, tarih ve arkeolojidir. Anadolu'nun en önemli medeniyetlerinden biri olan Hitit uygarlığının merkezi Boğazköy ( Hattusas )'ün kalıntılarını içerisine alan Milli Parkta başlıca yapılar surlar,surlardaki kapılar ve tünel, Büyükkaledeki saray arşiv binası ve mabetlerdir.

Boğazköy'ün 2 km. kuzeydoğusunda Hitit başşehrinin dışında bulunan Yazılıkaya Açıkhava mabedine, Sungurlu'dan Boğazkale'ye gelirken köye girmeden sola sapılan bir yol ile ulaşılır. Anadolu'da bilinen ilk Panteon olan Yazılıkaya'da Hitit'lerin kralı, kraliçe,tanrı ve tanrıçaları rölyefleri yer almıştır.

Saha, doğal değer açısından; insan eliyle Anadolu Platosunun flora ve faunaya yapılan tahribatı göstermesi sebebiyle örnek bir görünüm sunar. Orman örtüsünün yerini antropojen step araziye bırakması sonucu fauna değişmiştir. Genel olarak saha, çiftlik ve otlama için kullanılan hemen hemen ağaçsız bir step görüntüsü kazanmıştır.

Görülebilecek Yerler: Hitit Uygarlığının merkezi Boğazköy ( Hattusas )'ün kalıntıları, surlar, kapılar ve tünel, Büyükkale'deki saray arşivi binası ve mabetleri ile Anadolu'da bilinen ilk Panteon olan Yazılıkaya'daki Hitit'lerin kralı,kraliçe,tanrı ve tanrıça röliefleri Milli Park alanında ziyaretçilerin görmesi gerekli yerlerdir.

Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Parkın yoğun ziyaretçi dönemi Mayıs-Ekim ayları arasıdır. Konaklama ihtiyacı Boğazkale köyünden karşılanabilir.

Çatak Tabiat Parkı

Çorum - Çatak Tabiat Parkı

Yeri: Orta Karadeniz Bölgesinde Çorum ili Merkez ( Laçin ) ilçesi sınırları içerisindedir.

Ulaşım: Tabiat Parkına Çorum- Laçin karayolu ile ulaşılır. Çorum'a takriben 17-20 km. uzaklıktadır.

Özelliği: Doğal yapısı manzara zenginlikleri ve özelliklerine sahip bulunması nedeniyle sahanın 387.5 hektarlık bölümü 1984 yılında ayrılmıştır.

Sahada hakim ağaç türü karaçamdır. Az miktarda sarıçam görülmektedir. Tilki, tavşan, kurt, ötücü kuşlar ve keklik faunayı oluşturur.

Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Tabiat Parkının ziyaretçi dönemi Mayıs-Ekim ayları arasındadır. Ziyaretçiler piknik imkanlarından yararlanabilirler.

Tabiat Parkında geceleme(Orman Bakanlığı Milli Parklar-Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü'ne ait bir bina olmakla birlikte)ve yiyecek hizmetlerini park ziyaretçileri kendi olanakları ile karşılamaları gerekir.

Mesire Yerleri

Kırkdilim Mesire Yeri: Osmancık yolu üzerinde bulunan bu mesire yerinin Çorum'a uzaklığı 25 Km.' dir .

Sıklık Mesire Yeri: Çorum- Samsun karayolu üzerinde günübirlik gidilen İlimiz merkezine yakın bir mesire yeridir.

Bahabey Çamlığı: İlimiz Devlet Hastanesi bitişiğinde bulunan mesire yeri ağaçlandırılmış olup, halkın piknik yaptığı ve eğlendiği mesire yeridir.

Sağmaca Suyu: Merkez İlçe Kuşsaray köyü sınırları içerisinde Çorum Sağmaca içme suyunun temin edildiği kaynaktır. Ayrıca özel bir firma tarafından kurulmuş alabalık üretim tesisi mevcuttur.

İskilip Elmabeli : İskilip'e 13 km. uzaklıkta İskilip-Tosya karayolu üzerindedir. Altyapısı Orman İşletmesince büyük ölçüde tamamlanmış ve bünyesinde oyun sahaları bulunan mesire yeri ; yöre halkının günü birlik piknik, eğlence sportif ihtiyaçlarına cevap vermektedir

Laçin Köşk Evi Mesire Yeri: Laçin ilçemizde bulunan mesire yeri yüksek bir alanda olup, bütün vadiyi görme imkanı mevcuttur. Çam ağaçlarıyla kaplı ormanlık bir alana sahip olan mesire yeri halkın yaz aylarında piknik amaçlı gittiği yerdir.

Kaplıcalar

Hamamlıçay Köy Kaplıcası: Merkeze 12 Km. uzaklıkta Hamamlıçay Köyündedir. Bayanlara ve erkeklere ayrı ayrı yüzme havuzu mevcuttur. 10 adet özel kabin vardır. Suyu 42 derece sıcaklıkta olup; Romatizmal hastalıkları, cilt hastalıkları ve böbrek taşlarının düşürülmesine iyi gelmektedir.

Figani Beke Kaplıcası: İlçenin 16 km. doğusunda, Mecitözü ilçesinin Figani köyü yakınındaki Beke kaplıcasının vücut ısısındaki suyu oldukça boldur. Su küçük bir havuzdan kaynayıp oradan büyük havuza aktarılmaktadır.

Bu kaplıcanın, idrar sökücü etkisiyle vücuttaki metabolizma artıklarının idrar yoluyla atılmasında ve asit ortamında oluşan taşların düşürülmesinde faydalı olduğu bilinmektedir.

Yaylalar

Kargı Yaylası ( Eğinönü ): Kargı ilçesinin kuzeyindeki yüksek dağlık bölgede yer alan yayla Çorum'a 140 km, Kargı'ya 26 Km uzaklıktadır. Bu bölgede birbirine bağlantılı ; Eğinönü , Aksu, Karandu , Göl, Örencik, Karaboya, Gökçedoğan yaylaları mevcuttur. Bu yaylalarda, yöresel yayla mimarisine uygun yayla evleri geleneği halen devam etmektedir. Üzerlerinde sonradan yapılan Aksu ve Gökçedoğan göletlerinde yetiştirilen alabalıkları, yöreye özgü bitki örtüsü ve bol su kaynakları ile bir doğa harikası görünümündedir.

Abdullah Yaylası: Kargı ilçesinde ve ilin en yüksek dağı olan Köse Dağı (2050) üzerinde yer almaktadır. Çorum'a uzaklığı 114 km, ilçe merkezine 26 km'dir . İstanbul'u Samsun'a bağlayan ve Osmancık İlçemizden geçen karayoluna 12 km mesafededir.

Temiz ve bol suyu bozulmamış doğası yanında, sarıçam, karaçam gibi diğer kendine özgü bitki örtüsü ile görülüp konaklamaya değer yaylalardandır. Bünyesinde 22 yataklı konaklama ünitesi , 120 kişilik restorant ve 1000 kişilik piknik alanı bulunmaktadır.

Bayat Kunduzlu ve Kuşcaçimeni Yaylaları: Çorum İli Bayat İlçesi sınırları içerisinde ve ilçenin kuzeyinde dağlık Karatepe mevkiinde yer almaktadır. İl Merkezine 100 km. İlçe Merkezine 25 km. uzaklıktadır. Yöre halkı yayla geleneğini bu yaylalarda sürdürmektedir. Özellikle Kuşcaçimeni yaylasında yaz aylarında kamp amaçlı çadırlar kurulmaktadır. Zengin bitki örtüsü ile kaplı olan yaylalarda sarıçam, karaçam ve köknar ağaçları dikkati çekmektedir. Bol su kaynakları ve bozulmamış doğa yapısı ile yayla turizmine elverişli alanların başında gelir.

Ulaşım özel araçların yanı sıra; yaz aylarında haftasonları Belediye otobüsleri ile sağlanmaktadır.

İskilip Yaylaları: İskilip İlçesinin kuzeyin, sarıçam, karaçam, köknar, meşe gibi yöreye özgü bitki örtüsü ile kaplı yüksek dağ silsilesi üzerinde birbiri ile irtibatlı birçok yayla yer almaktadır.

Bunlardan İskilip-Tosya karayolu üzerinde bulunan Elmabeli - Beşoluk ve Çiçekli yaylaları, aynı güzergahın 8.inci km.'sinden sola 17 km. gidildiğinde Demirbükü ve Yalak yaylaları piknik ve mesire alanlarından iç turizmde yoğun şekilde yararlanılmaktadır.

Elmabeli yaylası: Yaylanın alt yapısı büyük ölçüde tamamlanmış alt katı restaurant , üst katı otel olarak kullanılan bir bina ile futbol ve voleybol oyun sahaları mevcuttur. Ulaşım özel araçların yanı sıra; İskilip-Tosya arasında çalışan ticari minibüsler, yaz aylarında Cumartesi ve Pazar günleri Belediye otobüsleri ile sağlanmaktadır.

Osmancık Yaylaları: Başpınar beldesine 8 km. uzaklıkta olup , altyapısı büyük ölçüde tamamlanmıştır. Çadırlarda konaklama mevcuttur.

İncesu Kanyonu: Ortaköy İlçesi İncesu Köyündedir. Özellikle tek giriş ve çıkışı bulunan İncesu Kanyonu , 12.5 km uzunluğundadır.Genişlik 40-60 metre arasında değişmektedir.Kanyonun her iki yamacı sarp kayalık olup , yer yer ormanlık alanlara rastlamak mümkündür. Kanyon rafting ve trekking sporları için uygun özellikler taşımaktadır. Bir doğa harikası olan kanyon , görülmeye değer bir yerdir.

ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ

Evlenme adetleri Çorum' da, ilçe ve köylerde genel olarak birbirine yakın özellikler taşımaktadır. Evlilikler genellikle "görücü usulü" yapılmaktadır.

Evlenme İsteğini Belirtme

Evlenme çağına gelen gençlerin eş seçiminde ailelere önemli görevler düşmektedir. Evlenmek isteyen damat adayı bu durumu annesine söyler. İstenecek kız aile tarafından bulunup, beğenildikten sonra damat adayı kız evine götürülür ve kız gösterilir. Eğer damat adayı kızı beğenirse kız evine haber gönderilip fikirleri sorulur, kızı istemeye gelecekleri haber verilir. Kız evi de kızlarının ve yakınlarının fikirlerini aldıktan sonra söz kesme (kahve içme) tarihi belirlenir.

Dünürlük ve Şerbet İçme

Çorum'da söz kesmenin diğer bir adı "kahve içme" veya "şerbet içme"dir. Her iki tarafta birinci derece yakın akrabalarına haber verir. Dünürcüler bir kez daha "Allah'ın emri peygamberin kavli üzerine" kızlarını oğullarına istemeye geldiklerini söylerler. "Evet" cevabı alındıktan sonra kahveler içilir, dua edilir. Oğlan ve kıza söz yüzükleri takılır. Nişan tarihi kararlaştırılır.

Nişan

Nişan çoğunlukla cumartesi veya pazar günü kız evinde yapılır. Akraba veya komşulara ağızdan veya davetiye ile haber verilir. Eskiden bu işi yaşlı kadınlar yapar ve bunlara "okuyucu" denirdi. Nişandan bir gün önce erkek evi, kız evine baklava, et, kuruyemiş, şerbet ve kızın nişanda giyeceği kıyafeti gönderir. Nişan günü kız evinde gelenlere yemek verilir. Gelenler kıza takı takarlar. Kaynana tarafından gelinin yüzüğü takılır. Nişanlılık süresinde bayram veya Hıdrellez günleri olursa hediyeler gönderilir.

Düğün

Nişan ile düğün arasındaki zaman erkek ve kız tarafının durumlarına göre değişir. Kız ve düğün için gerekli olan eşyaları almaya çarşıya çıkılır, buna "pırtı görme" denir. Düğün başlamadan komşuların da yardımıyla iki taraf yemeklerini pişirirler. Düğünde damat en yakın iki arkadaşını "sağdıç" seçer. Sağdıç damatla ilgilenir. Düğünler cuma akşamı başlayıp pazar akşamı biter . Ayrıca yine oğlan ve kız evleri kendilerine birer "kahya" seçerler. Kahya düğün boyunca gelen misafirler, davul ve zurnacının ihtiyaçlar, yemeklerin dağıtımıyla ilgilenir. Bunun dışında erkek evinde bir de "bayraktar" seçilir. Bayraktar, kınacı giderken ve gelin alınmaya giderken önde bayrağı tutar. Cuma akşamı erkek evinde bir tavuk kesilip, bayrak takılmasıyla düğün başlar.

Kına Gecesi

Cumartesi günü kız evinde herhangi bir saatte "kına yürütme" yapılır. Erkek tarafı iki veya üç kadını bir erkekle beraber kız evine "kınacı" olarak yollar. Bunlar yanlarında kına, kuru yemiş, et, börek, tatlı ve kızın gelinliğini götürürler. Yine duruma göre kızın kınada giyeceği kıyafeti de erkek tarafı alıp götürebilir. Ayrıca davul ve zurna da kınacılarla gider. Gelen kınacılara yemek verilir. Kınacılar kızı giydirip süslerler, kızı ortaya getirip oturturlar, yüzüne allı bir yazma örterler, kına türküleri ve ilahi okurlar. Kızı ve orada bulunanları ağlatırlar. Bittikten sonra kızın avucuna para veya altın konup kınası yakılır. Orada bulunanlara da bu kınadan dağıtılır. Arkasından kuru yemiş ve limonata ikram edilir. Kız annesinin elini öper ve sarılıp ağlaşırlar.

Kına bittikten sonra davul ve zurnayla halay çekilir. Gelen kınacılar o gece kız evinde kalırlar ve bunlara "gelinin yengeleri" denir. Kızın en yakın arkadaşları da o gece kızın yanında kalırlar. O gece erkek tarafında da damada kına yakılır. Kınadan önce kız tarafı, oğlan evine "damat bohçası" denilen içinde damadın düğünde giyeceği kıyafet, pijama, cüzdan, çorap, saat gibi şeylerin bulunduğu bohça gönderir.

Gelin Getirme

Pazar günü kız evinde vedalaşmalar olur. Kız gelinliğini giyip bekler. Erkek evinin büyük bir kısmı, kayınvalide hariç, gelini almaya gider. Bu sırada kız evinin kapıları kilitlenir. Düğünün kahyası gelip kapıyı tutanlara bir miktar para verir kapıyı açtırır. Gelinciler içeri girip, geline bakarlar. Gelinin ağabeyi veya erkek kardeşi kırmızı kuşağı dualar okuyarak, gelinin beline üç kez dolayıp takar. Gelin bir kolunda babası, diğer kolunda damat ile evden çıkar. Bu esnada kızın çeyizi de taşınmaktadır. Dualar okunup, gelin arabaya bindirilir. Gelin alayı dolaşarak erkek evine gelir. Oğlan evine gelindiğinde, kayınvalide gelinin önünde çömlek kırar; gelinin bütün kötü huyları böyle kırılsın diye, başından kuru yemiş, şeker, bozuk para atar;bereketli olsun, evine yağ gibi sıvansın diye kapının girişine yağ sürdürülür.

HIDRELLEZ

Çorum bölgesinde, Hıdrellezin Hızır Aleyhisselam ile İlyas Peygamberin buluştukları gün olduğu inancı vardır. İl' de hıdrellezin gelişi sevinçle karşılanmaktadır. Çünkü kışın bittiğine, yazın geldiğine, bolluk ve bereket dolu günlere ulaşıldığına inanılır. Bu nedenle yazın başlangıcı sayılan 6 Mayıs hıdrellez gününde bir bayram sevinci yaşanır. Hıdırlık, Erzurum Dede, Sıklık Boğazı, Bağlar en çok gidilen yerlerdir.
Buralara gitmek için bir-iki gün önceden hazırlık yapanlar vardır. Hazırlık olarak yeni giysiler hazırlanır; çörek, börek, yaprak dolması, bulgur kaynatması yapılır. Birlikte yenilir, içilir. Genellikle genç kızlar arasında dalya, atlankaya ve okkel oyunları oynanır. Erkekler bu eğlencelere katılmazlar. Hıdrellez gecesi veya günü arzulanan dileklerin gerçekleşmesi için dualar edilir.

DOĞUM

Çorum'da doğum olayına büyük önem verilir. Çocuğu olmayan kadınlar, yatırlara, tekkelere giderek adaklar adar, dilekte bulunurlar. Hamile kadının karnının sivriliği olan yaygınlığı, kız doğuracağına yorulur. Hamile kadın göğüslerine süt geldiğinde bir bardak suya sütünden damlatılır. Sütü sağılmazsa bebeğin oğlan, dağılırsa kız olacağına inanılır. Doğan çocuğun göbeği kurutulduktan sonra saklanır. Çocuklar ilk altı ay tam, sonra yarım kundaklanır. Yörede bebeğin altına konan toprağa "Öllük" adı verilir.
Çocuk kırklamadan dışarıya çıkarılmaz. Konuşamayan çocuklar, Kapalı Dede'ye götürülür. Buradaki kazanın kapağından çocuğa su içirilir. Dilaltı varsa Karaözler Ocağı'nda kestirilir. Çok ağlayan ve uyumayan çocuklar Dut Dede'ye götürülür. Oradaki taşa bağlanarak bir süre yalnız bırakılır. Taştaki oyuğa üç mum dikilir. Sürekli öksüren çocuk üç kez öksürük deliğinden geçirilir. Öksürük deliği büyük bir taşın oyulmasıyla meydana gelmiştir. Çocuk bu delikten geçirilmeden önce taşın çevresine arpa serilir.
Karnı çok şişen çocuklar Kerebigazi'ye götürülür. Karnı türbenin kapısına ya da taşına sürtülür. Çeşmenin suyundan içirilir. Delilik belirtisi gösteren çocuklar, Aptalata köyündeki yatıra götürülür. Başına yatırın sarığı giydirilir. Ve direğe bağlanarak 2-3 saat bırakılır. Çocuğun ilk dişi çıktığında "diş hediği" yapılır. Gelenlere kaynatılmış buğday, kuru yemiş ve yaş meyve sunulur. Kaynatılmış buğdayın 32 tanesi bir ipe dizilerek çocuğun boynuna takılır. Gelen misafirler çocuğa hediye getirir. Çorum'da çocukla ilgili geleneklerden biri de "beşik kertmesi" denilen beşikte nişanlanma olayıdır.

YÖRESEL YEMEKLER:

Çatalaşı:

Yeşil mercimek, yarma (kırık) ve soğan ile yapılır. Soğan tereyağında kavrulur. Üzerine nane eklenir. Su koyup kaynatılır. Mercimek ilave edilir. 20 dk. kaynatıldıktan sonra 3 bardak sıcak su ilave edilip, yarma eklenir. 20 dk. kadar kaynatılıp tuzu eklenir. Daha sonra bir müddet kısık ateşte bırakılıp servis yapılır.

Düğün Çorbası:

Süzme yoğurt (torba yoğurt) yumurta ve unla iyice ezilip karıştırılır. Üzerine süt, tavuk suyu, yeterli miktarda ılık su ilave edilip kaynayıncaya kadar sürekli karıştırılır. Ayrı bir yerde iki yumurta, alabildiğince un yoğrulup açılır. Badem şeklinde kesilip tereyağında kızartılır. Pişmiş çorbanın üzerine dökülür. Ayrıca tereyağı ve kırmızı biber kızartılıp sos olarak üzerine dökülür ve sıcak servis yapılır.

Madımak:

Adının türkülere konu olduğu madımak; Orta Anadolu'nun bilinen en eski yemeklerindendir.Madımak, soğan, bulgur, tercihe göre pastırma veya çemen ile yapılır. İnce ince kıyılan madımaklar yıkanır. Soğanlar tereyağında kavrulur, pastırma ilave edilir. Sıcak su konulup kaynatılır ve en son madımak ve bulgur konularak pişirilir.

Keşkek:

Yarma, et, soğan ile yapılır. Yarmalar akşamdan ıslatılır. Tencerede soğan, et, kırmızı biber, tuz, tereyağı ile kavrulur. Bir su bardağı sıcak su ilave edilir. On beş dakika kaynatılır. Yarma on su bardağı sıcak su ile birlikte tencereye ilave edilir. Kaynayınca kapağı kapatılır kenarları hamur ile çerçevelenir. Bir parmak sığacak şekilde delik bırakılır. Kısık ateşte iki saat pişirilir.

İskilip Dolması:

Pirinç, et, soğan ile yapılır. Islatılmış pirinçler tereyağında kavrulur. Üzerine sıcak su eklenir, dinlenmeye bırakılır. Ayrı bir kapta et yağ ile kızdırılır. Soğan ve sıcak su ilave edilir. Et kaynayınca üzerine sacıyak, bunun üzerine de tepsi yerleştirilir. Haşlanan pirinçler bir bez torbaya konularak bu tepsinin üzerine konur. Tencerenin kapağı kapatılarak kapak kenarları hamurla sıvanır, herhangi bir yerine bir parmak sığacak şekilde delik bırakılır. ( Buhar çıkması için) Kısık ateşte dört saat pişirilir.

Ortalık :

Kuzunun pirzolalık yerinden yapılır. Çatala gelecek şekilde kesilir, tereyağında kızartılır. Bir tencereye konup yanan közün içerisine yerleştirilip üzerine bir tepsi konur ve saç kapatılır. Susuz olarak pişirilir.

Çorum Mantısı:

İçleri kıyma konulup kapatılan mantılar tek sıra halinde bir tepsiye dizilir, kısık ateşte kızartılır, yoğrulmuş olan mantının hamurundan küçük bir hamur açılıp kızaran mantıların üzerine kapatılır. Salçalı, tereyağlı, et suyu ile hazırlanan sos bu hamurun üzerine dökülür. Biraz kaynadıktan sonra üzerindeki yufka ters çevrilir. Daha sonra ocaktan indirilip bıçakla kesilir ve servis yapılır.

Tel Tel:

Un ağır ateşte kavrulur. Su, şeker ve limon tuzu kaynatılarak ağda yapılır. Tepsi tereyağla yağlanıp ağda bu tepsiye yayılır. Serin bir ortamda dondurulur. Tepsi ocağın üzerinde 2 dakika kadar ısıtılır. Ağda rulo yapılarak tepsiden kaldırılır. İki kişi ağdayı ellerine alıp sıkarak yumuşatırlar. Yumuşayan ağda elle sıkılarak 65 kez çevrilir. Tepsiye kavrulmuş un yayılır. Ağda bu tepsinin içine konularak unla birlikte çevrilir. Saç teli kıvamına gelince tel tel olmuş demektir. Kesilerek servis yapılır.

Gül Burma:

Hazırlanan baklava hamurunun üzerine ıslak bez örtülüp yarım saat dinlendirilir. Yumurta şeklinde parçalar alınıp üzerine nişasta serpilerek yufka şeklinde açılır. Açılan yufkalar bir bez üzerinde hafif kurumaya bırakılır. Daha sonra paralel kesilip içine ceviz konularak gül şeklini alacak şekilde burularak yağlanmış tepsiye dizilir. Bu şekilde kuruması için bir gün bekletilir. Üzerine kızartılmış yağ dökülüp fırında kızartılır. Hazırlanan şerbet sıcak olarak dökülür.

Çorum Baklavası (Lüle Baklava-Sıkma Baklava-Sıyırma):

Baklava hamuru açılıp özellikle bu tatlı için kullanılan "oka" konur ve iki tarafından katlanır. İki tarafından hamur sıkıştırılır ve iç kısım oluk şeklinde boş kalır. Tepsiye dizilen baklavaları bir akşam bekletip kurutulur. Daha sonra yağı ve şerbeti dökülüp, üzerine ceviz serpilir.

Hasıda:

Pekmez, buğday nişastası, sıvıyağ, tereyağından yapılır. Su, pekmez, nişasta karıştırılır. Sıvıyağ tavada kızdırılır. Karıştırılan pekmezli nişasta tavaya yavaş dökülür, karıştırılarak pişirilir. Top top olmaya başlayınca üzerine kızdırılmış tereyağı dökülüp tahta karıkla ufaltılarak karıştırılır. Soğuk olarak servis yapılır.

Karaçuval Helvası:

Un, tereyağı, pekmez şekerden yapılır. Un tavada rengi koyulaşıncaya kadar karıştırılarak kavrulur, koyulaşınca tereyağı ilave edilip iyice yedirilir. Kara pekmez, toz şeker, ceviz içi ve soğuk su birbirine karıştırılıp unun üzerine dökülür. İyice karıştırılıp yumurta büyüklüğünde parçalar yapılır ve üzerine isteğe göre hindistan cevizi dökülür.

YÖRESEL GİYİM:
HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:

Kullanılan Sazlar:
Çorum halk oyunlarının temel iki enstrümanı davul ve zurnadır.
Oyunlar genellikle halay ve türkülüdür. Oyunların bir kısmı sözlü, bir kısmı sözsüz, tabiat özlü (çekirge) ve aşk konulu (dillala, iğdeli gelin) oyunlar içerir. Oyunlar genellikle disiplinli, bağlı ve dizi halinde oynanır. Serbest oynanan oyunlar da vardır. (dillala)

Çorum Halayı:

6 erkek oyuncu tarafından davul, zurna eşliğinde oynanır. Oyun 3 bölümdür:

1. Ağırlama
Türküsü:
Name de name yazdırdım
Sokuya aman aman
Her gelen geçen okuya aman aman
Eğilin de sunalar eğilin aman aman
Doğrulun da efeler doğrulun aman
Baştaki oyuncunun yerine gelmesi ile müzik değişir,
2.ikileme
Türküsü:
Karşıda kürt evleri hele yandım
Yayılır develeri Elmasım hey
Oturmuş inek sağar hele yandım
Terliyor sinesi Elmasım hey
Diley diley o da mı yalan
Ben seni sevdim bu da mı yalan
Karşıda kavun yerler hele yandım
Otursak bizde yesek ne derler Elmasım
Şu şunu sevmiş derler Elmasım hey
Nakarat
3.yellendirme
Türküsü :
Sandık üstünde sandık
Tez sevdik tez usandık
Yanıldık meyil verdik
Seni bir adam sandık

İğdeli Gelin
Kız ve erkeklerin beraber oynadığı bir halk oyunudur. Bir erkek bir kız olacak şekilde el ele tutuşan gençler bir halka oluşturur.
Türküsü:
Kız pınar başında yatmış uyumuş yar
Ela gözlerini uyku bürümüş
Evvel küçücüktü şimdi büyümüş yar
Derdimin dermanı iğdeli gelin
İğdesin aldırmış sevdalı gelin
Türkü bitince davul zurna başlar.Davul zurna susar, halka daraltılarak başka bir kıta söylenir :
Kız pınar başında testi doldurur yar
Testinin kulpuna şahin kondurur
Kız senin bakışın beni öldürür yar
Derdimin dermanı iğdeli gelin
İğdesin aldırmış sevdalı gelin

Dillala

Dillala oyunu 6 kız 6 erkekle oynanmakta ancak, aktif olarak oynayanlar 6 erkek ve bir kızdır. Diğer kızlar figüran olarak arka planda ve hareketsiz durmaktadırlar.

Çekirge

Yakın geçmişe kadar halkın geçim kaynağını genellikle tarım teşkil ederdi. Ancak, çiftçinin en büyük korkusu ürün olgunlaşınca ortaya çıkan çekirge sürüsüdür. Halk tüfek atıp, teneke çalarak, gürültü çıkarıp bu afeti uzaklaştırmaya çalışır. Çorum halkı bu canlıdan o kadar bezmiştir ki bu oyunu oluşturup türküsünü yazmıştır.
Oyun, davul zurna eşliğinde 6 kız, 6 erkekle oynanır. Bir kız bir erkek olmak üzere, eller omuzlar üzerinde bir halka meydana getirilir. Oyunun figürleri çekirgenin hareketlerine uygun şekilde düzenlenmiştir.
Türküsü:
Çekirgeyi hayladılar yazıya.
Ot kalmadı koyun ile kuzuya
Eğri butlu sivri butlu çekirge
Malımın ortağı mısın çekirge?
Canımın ortağı mısın çekirge?
Davul-zurna çalıp tekrar susunca oyuncular tarafından diğer bir kıta söylenmeye başlar:
Çekirgenin ayağında lalini (nalını)
Bende sandım kaymakamın gelini
Eğri butlu sivri butlu çekirge
Malımın ortağı mısın çekirge?
Canımın ortağı mısın çekirge?

Çorum'da Oynanan Diğer Halk Oyunları
Benli, Miço, Bediriş, Sarıkız

SEMAH

Semahlar dinsel niteliği ağır basan oyunlardır. Törensel yapıya, kurallara uygun olarak gerçekleştirilen bir oyundur. Esas olarak, deyiş eşliğinde (bağlama) sazla oynanır. Semahlarda felsefi bir düşünce çağrışımı vardır, sanatlı deyişlerle söylenir.


Konular