Bir peri masalı, Kapadokya!

Kapadokya... İki yanardağ arasında kalmış bir düzlükte doğanın akıl almaz güzellikteki taşlarının görsel şöleni, Güzel Atlar Ülkesi...

Urgup, Avanos ve Nevsehir arasında bir rüyada, ağaçların turuncuya dönen yapraklarıyla mağara evlerin arasında yürüyerek, kayalara tırmanıp masalsı görüntüsü ve eşsiz doğasıyla Dünya'nın en büyüleyici atmosferlerinden birini izleyeceksiniz.

Melendiz Çayı’nın ikiye böldüğü Ihlara Vadisi’nde çay kenarında yürümek, buz gibi suya elini sokmak, sonbaharın hüznünü vadinin içinde hissetmek için yüzlerce basamağı görmüyor gözümüz. Ağaçların altında yürüyerek ilk hristiyanlık dönemine ait kaya kiliselerine bakıyoruz. Ağaçaltı, Sümbüllü, Yılanlı, Kokar Kiliseleri bunlardan bazıları..

Göreme Açık Hava Müzesi, Unesco Dünya Kültür Miras Listesi’nde yer alan bu alanda 400’ün üstünde kilise olduğu söyleniyor. Elmalı Kilise, St. Barbara Şapeli, Yılanlı Kilise, Tokalı Kilise, Sandal Kilisesi, Karanlık Kilise bunlardan bazıları. Kiliselerde Hz. İsa’nın hayatı ve İncil’den bölümler fresklerle anlatılıyor. Özellikle Karanlık Kilise çok güzel ve iyi korunmuş fresklerin olduğu bir kilisedir.

Uçhisar merkezde, Uçhisar Kalesine çıkılınca çok geniş bir vadi ayaklarınızın altında kalırken karşıda Erciyes Dağınıda göreceğiniz bu manzara mükemmeldir.

Derinkuyu ve Kaymaklı'da kat kat indikçe şaşırtan, “buralarda nasıl yaşamışlar” sorusunu sorduran, yer yer daracık yollardan geçerken kendinizi yeraltı şehirlerinin büyüsüne kaptıracaksınız.

Avanos, ustaların turistlere şovlar yaptıkları, küçücük kaplarda şarap/elma çayı ikram edilen, çanak-çömlek atölyelerini gezmek tam bir mutluluk yaşatıyor. Şarap mahsenlerinde tadıcağınız şaraplarda Kapadokya’ nın bambaşka bir özelliğini bulacaksınız. Ayrıca Kızılırmak kenarındaki Avanos’ta halıcılık da yaygın olarak yapılıyor.

Kapadokya, bir kere gitmekle doyamayacağınız güzellikler sunmaya devam ediyor…


Konular