İstanbul gibi yedi tepelidir Lizbon…

İstanbul gibi yedi tepelidir Lizbon… Portekiz’in en büyük şehri ve başkenti… Görülmeye değen yerleriyle Lizbon’a olan hayranlığınızı gizleyemeyeceksiniz…

Uçuş süresi: Aktarmalı 7 saat
Para birimi: Euro
Saat Farkı: 2 saat geri
Resmi dil: Portekizce fakat İngilizce ve Fransızca’da anlaşmak mümkün.
Vize: Gerekiyor

Portekiz’in başkentidir. Lizbon seyahatine karar vermeden önce bilmeniz gereken önemli detaylardan birisi; Lizbon’un hava şartları… Daima yumuşak bir iklime sahiptir. Kış ve bahar aylarının başında yağmur görülür. Dondurucu soğuklar ve kar yağışı nadiren görülür.

Lizbon Portela Havaalanı şehir merkezinin sadece 7 km kuzeyinde bulunuyor. Lizbon’un merkezinden havaalanına metro bulunmuyor.

Lizbon’da pek çok tren istasyonu bulunuyor. Santa Apolonia ve Gare do Oriente en büyükleri olarak biliniyor. Yürüme mesafesinde olan bölgelere bile trenle ulaşmak mümkün. Santa Apolonia en büyük istasyon olmasının yanı sıra turistlerin bilgi edinme ofisi haline geldi. Rossio İstasyonu ise Lizbon’un tam ortasında bulunuyor.

Otel fiyatları diğer ülkelere göre daha ucuz...

Lizbon’da konaklama fiyatları diğer Avrupa ülkelerinin başkentlerinin fiyatlarına göre çok daha ucuz. Lizbon’da lüks otel bulmakta mümkün, normal konaklayacak mekanlarda… Bizim size tavsiyemiz, beş yıldızlı Dom Pedro ve Lapa Palace… (Fiyatlarını kontrol edip, öğrenmeden rezervasyon yaptırmayın) Lizbon’da bulunan Bairro Alto Hotel ise Amerikalılar tarafından en çok tercih edilen otel. Eğer diğer otellerde karar kıldıysanız bile bu otelin terasında öğleden sonra ya da akşam içkinizi içmenizi tavsiye ederiz.

Lizbon’da geçiş kartı sistemi ile sabahtan akşama kadar dolaşmanız mümkün.

Lizbon’un en eski kilisesi ve katedrali olan Santa Maria Maior de Lisboa veya Se de Lisboa’yı da görmelisiniz. 1147’de yapılan ve depremden sonra birçok kere renovasyon geçiren yapılar, mimari yapısı korunarak yeniden inşa edilmiş.

Lizbon manzarasını seyretmek içinse, şehrin en yüksek tepesinde bulunan Sao Jorge Kalesi’ne çıkın!

Baixa adını Lizbon’da sıkça duyacaksınız çünkü burası Lizbon’un 2004 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almak üzere önerilen şehir merkezi… 1755 yılında Portekiz’in geçirdiği yıkıcı deprem sonrasında, pek çok yer yeniden inşa edilmiş. Ancak bu büyük felaketin izleri şehirden tamamıyla silinememiş, Portekiz halkı pek çok bölgedeki yıkıntıları belki de bu acıyı hiçbir zaman unutmamak için saklıyorlardır…

Praça de Comercio (Ticaret Meydanı), Nossa Senhora da Conceiçao Velha Kilisesi, Rossio Meydanı, Elevador de Santa Justa, Keşifler Anıtı, mutlaka görmeniz gereken yerlerden…

Şehri gezerken Roma, Gotik ve Barok mimari tarzlara sıklıkla rastlayacaksınız. Şehrin her yerinde modern ve post modern tarzda yapılar göreceksiniz.

Lizbon’da doğan Hıristiyan bir azizin adına Haziran ayında, beş gün süren ve caddelerde kutlanan bir festival yapılıyor.

Lizbon’da tam anlamıyla geçmişe yolculuğa çıkmak isterseniz eğer, Tarihi tepe olarak kabul edilen Alfama’ya gitmelisiniz. Dar ve dik olan sokaklarda Portekiz müziği eşliğinde yemekler yiyebilir, 12.yy’a kadar dayanan tarihin kokusunu içinize çekerek, bildiğiniz tüm bilgiler tekrar gözünüzde canlanabilir, o günlere ait hayallere dalabilirsiniz. Yemekten sonra 28 numaralı tramvay hattında bir Lizbon turu atabilirsiniz.

Lizbon’u gezerken, İstanbul’a olan benzerliği çok dikkatinizi çekecek!...

Belem Kulesi: Belem Kulesi, İstanbul’da bulunan Kız Kulesi benzerinde bir yapıdır. Denizin içinde olan bu yapı, eskiden sefere çıkan denizcileri gözlemleyebilmek için inşa edilmiştir. Belem Kulesi’ni ziyarete gittiğinizde, bu semtte bulunan müzeleri, parkları görmeyi de ihmal etmeyin.

Belem Coach Museum: Bu müze sizi, masal diyarlarına götürebilecek kadar fantastik bir yer, kraliyet zamanlarında kullanılan faytonların sergilendiği bir müze. Bu müze tam anlamıyla, zenginlik ve ihtişamın o zamanlarda nasıl yaşandığının birer göstergesidir.

Köprüler: Lizbon Tagus Nehri tarafından ikiye ayrılır. Bu nehrin üzerinde iki tane köprü vardır. Bu köprülerin en meşhur olanı ise, 25 Abril Köprüsü’dür. Lizbon’un köprüleri, bir yakayı öbürüne bağlayan bir köprü olmanın dışına çıkıp, Lizbon güzel manzarasına oldukça güzellikler katan bir sembol halini almıştır.

İsa Heykeli: Lizbon’da oldukça dikkat çekici yapılardan bir tanesi ise Brezilya’nın Portekiz’e hediye ettiği İsa Heykeli’dir. Bu heykel yüksek bir binanın tepesinde bulunuyor. Lizbon’da oldukça meşhur olan asansörlerle bu yüksek binanın en tepesine çıkıyorsunuz. İsa heykelinin kollarının arasından bütün Lizbon’u seyre dalıyorsunuz.

Asansör (Elevador): Lizbon’da asansörlerin çok değişik bir yeri vardır. Bu şehirde bulunan asansörler, binaların içinde değil dışında bulunuyor. Ve bu asansörler genellikle turistik amaçlı olarak kullanılır. Şehri en güzel şekilde tepeden seyretmek isteseniz, asansörlere binebilirsiniz. Santa Justa sokağında bulunan 1911 yılında yapılmış olan asansör, Lizbon'da bulunan asansörlerin en meşhurudur.

Oceanarium: Lizbon’da bulunan bu akvaryum, Portekizlilerin denizcilik geçmişine ne kadar sahip çıktıklarının bir göstergesi gibidir adeta. Bu dev akvaryumda bir çok sualtı canlısını bir arada görme şansını elde edebilirsiniz. Okyanus ortadan ikiye ayrılmış, sizde okyanusun içinde yürüyormuşsunuz gibi bir hisse kapılabilirsiniz Oceanarium ziyaret ettiğinizde... hayatınızda hiç görmediğiniz, kadar renkli bir su altı dünyasıyla karşı karşıya kalacaksınız. Bu akvaryumun içinde köpekbalıkları ziyaretçiler tarafından en dikkat çekici bölümlerdir.

Kraliyet sarayı: Yıllar boyunca kralların yazlık mekanları olarak kullanılan bu sarayın dış mimarisi kadar, iç mimarisinde kullanılan çiniler oldukça dikkat çekicidir. Portekiz’de bulunan bir çok yapıda kullanılan çini desenler Lizbon’a ayrı bir özellik katmaktadır.
Jeronimos Manastırı: 1496’da Kral I. Manuel tarafından yaptırılan bu bina, Lizbon’un simgeleri arasında yer alıyor. Manastır’ın yapımında kullanılan çeşitli mücevherler bu yapıya oldukça zengin bir görüntü kazandırmaktadır.

Balık Lizbon'da yenir!

Portekizlerin mutfağı deniz ürünlerinden oluşur. Balıkçılığın oldukça önemli olduğu Portekiz’de başta Lizbon gibi liman şehirleri olmak üzere balığa oldukça önem verirler, sabah kahvaltılarında bile deniz ürünleri ağırlıklı olarak tüketilir. Brezilya lezzetlerine de benzerliği ile dikkat çeken Portekiz mutfağı, Türkler gibi Akdeniz insanlarını cezp edecek alternatiflere sahip.

Portekiz mutfağının bir diğer özelliği ise yemeklerinde baharat ve değişik sosları kullanmalarıdır. Bu soslarda, zeytinyağı başta olmak üzere tereyağı kullanarak yapılır. Yemeklerinde çeşitli yağlar kullanıldığı için Portekiz mutfağının biraz ağır olduğu söylenebilir.

Lizbon’da balığın her çeşidini bulmanız mümkün ne de olsa çok güzel bir liman şehrindesiniz, özellikle balık çeşitlerinden sardalya kızartmasını deneyebilirsiniz. Lizbon’da deniz ürünlerinin sunulduğu birçok restoran bulunuyor. Özellikle Tagus Nehri kenarında, köprü manzarasına karşı bir çok balık restoranı bulabilirsiniz. Ancak Portekiz’de nerede, ne zaman, hangi sokağın sonunda karşınıza küçük bir balık restoranı çıkacağının belli değildir. İki üç tabure, yanında enfes balık ızgara, birde Fado müziğinin ezgileriyle birleşince Lizbon’da balık yemek ayrı bir keyif oluyor.

Portekiz mutfağından özel bir şeyler yemek isterseniz size ilk önerebileceğimiz yemek; Lizbon usulü ciğer olacaktır. Aslında bu yemeğin bizim bildiğimiz ciğer sote yemeğinden pek bir farkı yok. Lizbon'da bu yemeğin içine, defne yaprağı sarımsak gibi baharatlar katılarak yapılıyor, Lizbon usulü ciğerin en büyük özelliği ise, içine katılan porto şarabıdır. Portekiz’de yiyeceğiniz bir çok yemeğin içinde porto şarabının lezzetini bulabilirsiniz.
Ve tabii ki de pasta, kek, poğaça gibi pastane ürünleri Lizbon’da oldukça meşhur olan lezzetler arasında yer alıyor. Lizbon’da en meşhur caddelerinden, en sıradan ara sokaklarına kadar bir çok yerde bulunan pastanelerde yeni pişmiş keklerin kokusu sizi içine çekecektir.


Konular