Sokakları parfüm kokan ada; Komor
Afrika’nın güney doğusunda çiçekler içinde, rengarenk kadınları, sonsuza uzanıyor izlenimini veren bembeyaz kumsalları ile Komor gerçek bir tropikal ada. Nüfusunun çoğunluğu müslüman olan Komor’da yaşam dünyanın sorunları dışında dönüyor gibi…
Büyük Komor Adası'nın Moroni-Hahaya Havaalanı'na indikten sonra dünyanın burada farklı döndüğünü ve insanlara cenetti yaşarken sunduğunu farketmemek imkansız.
Fransızca konuşulan Komor’da en büyük otel Le Galawa Beach. Otele girer girmez, resepsiyonda otantik bir karşılama töreni ki bu, meyve kokteyli ve yerli müzisyenlerin parçaları eşliğinde oluyor...
Konuklar hoşgeldin kokteyli alırken odalarında nasıl bir manzara ile karşılaşacaklarını asla tahmin bile edemiyorlar. Kısaca, bir balayı oteli Le Galawa Beach. Bu adı almasının nedeni belki de efsanelerden kaynaklanıyordur kimbilir ama balayını müthiş bir deneyim olarak yaşamak isteyenler bu adaya ve otele mutlaka gitmeli. Dünyanın birçok ülkesi ve kenti için Saba Melikesi Belkıs’la ilgili efsaneler vardı ya, işte Komor’da da böyle bir efsane var. Efsaneye göre, Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi Belkıs balayına, Büyük Komor Adası'na gelmişler. İster inanın ister inanmayın. İnanmak birşey kaybettirmez ve belki de onlarla aynı mekanı yüzlerce yıl sonra paylaşmanın keyfini yaşatır sadece.
Resepsiyondaki şık karşılamadan sonra geçilen odalar ve odaların balkonlarından görünen manzara inanılmaz. Yemyeşil bir bahçe, sahilde devasa palmiyeler, bembeyaz kumlar, camgöbeği rengindeki sularıyla Hint Okyanusu... Bu arada balkona çıktığınızda dünyanın en güzel papağanlarıyla karşılaşacaksınız şaşırmayın.
Komor’u keşfederken
Komor’u tanımak için otelden bir rehber alıp gezebilirsiniz. Klasik turlarda otelden çıkıyorsunuz ve iki aracın yan yana zar zor sığabildiği, daracık asfalt yolda ilerlemeye başlıyorsunuz. İki yanda okyanus kadar sonsuz görünen yeşillikler uzanıyor. Tropik ağaçların yoğun olduğu Komor’da mango, muz, portakal, ananas gibi tropik meyveler yetiştiriliyor.
Ada yaşayanları, geçimini tarımdan sağlamaya çalışıyor. Kozmetik sanayiinde kullanılan ve "ylang-ylang" adı verilen bitkinin üretimi de; tropik meyveler, vanilya ve karanfille birlikte adadaki önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Komor’da, Ylang-ylang, karanfil ve vanilya üretiminin esas merkezi Anjouan Adası ancak Büyük Komor Adası'nda da ekiliyor.
Moroni’de gezerken kimi zaman küçük izbe görünümde kulübeler görünüyor. Buraları Moroni’inin köyleri.
Komor’da yaşayan insanlar aslıda çok fakirler. Mohéli'de daha da yoğun olarak görülüyor. 16. ve 17. yüzyılda Hint Okyanusu'nda cirit atan korsanların üs olarak kullandığı Mohéli, sonraki dönemde diktatörlüğe başkaldırmış. Diğer adalara oranla çok daha büyük bir yoksulluk ve sefaletin egemen olduğu Mohéli'de ada halkı hâlâ su, elektrik, okul ve hastane gibi olanaklardan yoksun durumda. İşsizlik, çok büyük bir sorun.
Komor kadınları
Komor’un tüm adalarında kadınlar için değişmez kural onların giysilerinde taşıdıkları renkler. Neredeyse doğanın tüm renklerini üzerlerinde taşıyorlar. Komor kadınları alımlı ve hoş!
Onların günün her saati yüzlerine sürerek gezdikleri bir maske var ki; sandal ağacını toz zerdeçal ve suyla karıştırarak yapılıyor.
Bu karışım onları güneşin zararlı etkilerinden ve böcek ısırıklarından koruyor, ciltlerini güzelleştiriyor.
Komor’da gezmek için özel aracınız yoksa onların taxi-brousse dedikleri otobüs gibi araçlarda adayı gezmeye yardımcı oluyor. Sabah sekizle akşam dört buçuk arası, anayolda istediğiniz yerden bir taxi-brousse'a binebilirsiniz. Fiyatı ucuz. Yalnızca Büyük Komor'da değil, Anjouan ve Mayotte'ta da taxi-brousse'a binmek mümkün.
Büyük Komor Adası 71 km boyunda, 34 km eninde, 250 bin kişinin yaşadığı bir ada. Burada gezerken başkent Moroni'yi tepeden görebileceğiniz bir yere çıkarsanız manzarayı daha rahat izleyebilirsiniz.
Böyle yüksek bir yerden bakıldığında manzara, çok güzel. Uzaklarda zirvesi sisler arasından belli belirsiz seçilen Karthala Volkanı, dört yanı yeşilin binlerce tonuyla çevrili başkent Moroni ve Hint Okyanusu! İşte Komor…
Afrika'nın güneydoğusunda, Madagaskar'ın kuzeybatısında yer alan Komor Adaları, çok ilginç bir geçmişe sahip. Büyük Komor, Anjouan, Mohéli ve Mayotte olmak üzere dört adadan oluşan Komor'a yerleşen ilk insanların 2000 yıl önce, Polinezya'dan geldiği tahmin ediliyor. Bazı tarihçilerse adanın Ortadoğu'dan gelenler tarafından keşfedildiğine inanıyor.
620 yılında Arap denizcilerin akınına uğramış Komor. Halkın Müslüman olmasının nedeni de bu. Başlangıçta sultanlar yönetmiş adaları. Bir yanda köle ticareti, diğer yanda baharat ticareti, iyice zenginleşen sultanlar epey rahat bir yaşam sürmüş. Adada Şiraz Araplarının yürüttüğü köle ticareti 1904 yılına kadar devam etmiş. Sultanların birbiriyle çekişmeleri ise, Komor Adaları'ndaki Arap egemenliğinin sona ermesine yol açmış.
Fransızların sömürgecilik hareketlerinden önce, adalar Madagaskar'ın kuzeybatısından gelen korsanların da tehditi altındaymış. Korsanların atakları 19. yüzyıla kadar etkisini sürdürmüş.
Adalara Fransızlardan önce ayak basan ilk Avrupalılar, Portekizliler olmuş. Ama coğrafi konum itibarıyle, Portekizli tüccarların ticaret yolu üzerinde bulunmadıkları için adalar pek de ilgi çekmemiş.
Sonra Flamanlar gelmiş; ama onlar da Komor Adaları yerine kıta Afrika'sını ve Madagaskar'ı tercih etmiş. Adalar, 1843 yılında, ilginç bir anlaşma sonucu Fransızlara geçmiş. Mayotte'la başlayan Fransız egemenliği, kısa sürede diğer adaları da etkisi altına almış ve yüzyıldan uzun sürmüş.
1974 yılında yapılan referandum sonucu, dört adada yaşayan halkın yüzde 92'si bağımsızlık için oy vermiş. Yalnızca Mayotte, Fransız sömürgesi olarak kalmayı tercih etmiş.
Dört askeri darbe, Fransızların her tür yardımı tamamen kesmesi, 1976 yılında Madagaskar'ın batı kesiminde yaşayan 20 bin Komorlu'nun ülkelerine geri dönmeye zorlanmasıyla ada nüfusunun iyice artması ve bütün bunların üstüne 1977 yılında Karthala Volkanı'nın lav püskürtmesi; durumu Komorlular için epey güçleştirmiş.
Günümüzde ise, Birleşmiş Milletler, Mayotte'un Komor Adaları'na katılmasını desteklese de Mayotte, tıpkı Réunion gibi Fransız egemenliğini tercih ediyor. Ülkede şu anda demokratik bir rejim var. Komor Adaları Afrika ile aynı kaderi paylaşışyor.
Bu tarihi bilgilerden sonra adayı keşfe devam ederseniz Moroni’de Cuma Camii'ni (Mosque de Vendredi), kadınların birbirinden renkli ve göz alıcı giysilerle dolaştıkları ve anadilin Fransızca olduğu Müslüman bir halkın yaşadığını bunların yüzde 65'inin Fransızca okuyup yazabildiğini, ama Kuran kursları nedeniyle tamamının Arapça bildiğini ayrıca adada 700 cami olduğunu öğreneceksiniz.
Moroni'deki müze dolaşırsanız, Komor'un tarihiyle ilgili fotoğraflar, elyazması Kuranlar ve Komorlu politikacı fotoğrafları göreceksiniz. Salonda ise inanılmaz büyüklükte deniz kabukları, mercanlar, kocaman balıklar, denizkaplumbağaları sergileniyor. Komor'da geleneksel sanatların, eski yaşamın nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsanız, müzenin alt katını gezin. Gündelik yaşama ait bir dolu eşyanın yanı sıra adaya özgü müzik aletleri, eski silahlar ve el sanatı eserleri de ilginizi çekecek.
Sırada kent pazarı var. Müzenin bulunduğu meydanın diğer ucunda, daracık bir sokağa kurulan renk cümbüşüne doğru ilerleyin. Bu adada gerçekten bütün renkler çok güzel. Pazar yerinde ne ararsanız bulabilirsiniz. Koskocaman okyanus balıkları, kabuklu kabuksuz her çeşit deniz canlısı, çeşit çeşit meyve, kot pantolonlar, ucuz tişörtler, incik boncuk, çiğ et vs...
Tuz Gölü (Lac Salé) adada mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Artık aktif olmayan bir kraterin ağzında yer alan Tuz Gölü, günde iki kez renk değiştiriyor: Sabahları koyu yeşil, akşamları ise parlak mavi. Komorlular, temmuz ve ekim ayları arasında gölün renginin kahverengi, hatta beyaza bile dönüştüğünü söylüyorlar.
Gölün suyunun iyileştirici etkileri olduğu da söyleniyor. Ama kıyıya inmek, epey zor. Adanın kuzey ucundan gelişmiş, turistik batı sahilinde değil; otantik köylerin ve ıssız koyların yer aldığı doğu sahili var.
Komor Adaları'nın hepsinde denizi ve kumsalı kimseyle paylaşmak zorunda kalmayacağınız enfes koylar var. Bu koylardan biri de Büyük Komor'daki Beyaz Kum Plajı (Plage aux Sable Blanc)... Bir mercan resifinin çevrelediği koyda haftasonları piknik yapan adalılarla karşılaşabilirsiniz.
Bouni'den bir balıkçı teknesiyle ulaşabileceğiniz Kaplumbağa ya da Toto Adası (Île aux Tortues) ise kendinizi ıssız bir adada, tek başınıza hissetmek istiyorsanız mutlaka gitmeniz gereken bir yer! Yerliler, eskiden adada dört tane hindistancevizi ağacı olduğunu, ama referandum sonucu Mayotte Fransız sömürgesi olarak kalmayı tercih edince, ağaçlardan birinin o gece ölüverdiğini söylüyorlar.
Toto'ya gidin, beyaz kumların üzerinde kaplumbağaların izlerine bakın ve eğer adayı eylül-kasım arası ziyaret ediyorsanız, küçücük kaplumbağa yavrularının yumurtalarından çıkıp denize koşuşmalarını gören şanslı kişilerden biri olursunuz belki…
Nasıl gidilir?
Emirates Airlines ile önce Johanesburg’a uçulup oradan South African Airlines ile Komor’a geçilebilir.
Emirates tel: 0 212 293 50 50
Konum :
Afrika'nın güneydoğusunda, Madagaskar'ın kuzeybatısında yer alan Komor Adaları; Büyük Komor, Anjouan, Mohéli ve Mayotte olmak üzere dört adadan oluşuyor. Toplam nüfusu 600 bin civarında olan ülkenin en büyük adası Büyük Komor'da 250 bin kişi yaşıyor.
Kasım-mayıs arası sıcak ve yağışlı, haziran-ekim arası da serin ve kuru bir iklimin hüküm sürdüğü adada ortalama sıcaklık 25 derece dolaylarında.
Ülkede geçerli para birimi Komor frangı, ama kimi yerlerde Fransız frangı da kullanılıyor.
* Telefon :
Komor'da az sayıdaki telefon kulübelerinden ya da otelin santralinden telefon konuşması yapmak, pek mümkün değil; ama Moroni'de büyük postanenin yanındaki ACTEL ofislerini deneyebilirsiniz. Ülkenin uluslararası telefon kodu 269.
* Sağlık :
Komor'a gitmeden önce, mutlaka aşı olmanız gerekmiyor. Ama önlem almak adına tüberküloz, hepatit A, çiçek, tetanoz, tifo aşıları yaptırabilirsiniz. Belli bölgeler için difteri, hepatit B ve menenjit aşıları tavsiye ediliyor. Adalarda sıtma ve kuduz hastalığı hâlâ görülüyor.
* Flora ve Fauna :
Okyanus, canlılar açısından çok zengin ama kara hayvanları kuş, yarasa, koyun, ve inekle sınırlı. Madagaskar'dan evcil hayvan olarak getirilen birkaç lemur kaçarak özellikle Büyük Komor ve Mohé-li'nin sık ormanlarında yaşamaya başlamış. Domuz ve bukalemun da görebileceğiniz türler arasında yer alıyor.
Adalara özgü tek canlı Anjouan Adası'nda yaşayan Livingstone meyve yarasası. İlk kez David Livingstone tarafından tanımlandığı için hayvana bu isim verilmiş. Yarasanın kanat açıklığı 2 metreyi buluyor. Komor'da uçan tilki de yaşıyor.
Adadan herhangi bir deniz kabuğu çıkartmanın kesinlikle yasak olduğunu, bir kez daha hatırlatalım. Eğer suçüstü yakalanırsanız, hapiste bir iki gün geçirme riskiniz var.
Ylang-ylang, yasemin, hanımeli ve gardenya bolluğu nedeniyle Parfüm Adaları olarak da anılan Komor'daki bitki örtüsü çok güzel. Köylülerin anız yakma alışkanlığı yüzünden gitgide yok olan yağmur ormanlarının yanı sıra vahşi
orkide, yaban inciri, hindistancevizi, ylang-ylang ağaçları da görebilecekleriniz arasında. Vanilya ise en sık görülen bitki türü.
Ülkedeki vahşi yaşamın ve tropikal yağmur ormanlarının korunması için destek vermek için:
WWF (World Wildlife Fund)
PO Box 738, Antananarivo
Madagascar
Süha Derbent
Büyük Komor Adası'nın Moroni-Hahaya Havaalanı'na indikten sonra dünyanın burada farklı döndüğünü ve insanlara cenetti yaşarken sunduğunu farketmemek imkansız.
Fransızca konuşulan Komor’da en büyük otel Le Galawa Beach. Otele girer girmez, resepsiyonda otantik bir karşılama töreni ki bu, meyve kokteyli ve yerli müzisyenlerin parçaları eşliğinde oluyor...
Konuklar hoşgeldin kokteyli alırken odalarında nasıl bir manzara ile karşılaşacaklarını asla tahmin bile edemiyorlar. Kısaca, bir balayı oteli Le Galawa Beach. Bu adı almasının nedeni belki de efsanelerden kaynaklanıyordur kimbilir ama balayını müthiş bir deneyim olarak yaşamak isteyenler bu adaya ve otele mutlaka gitmeli. Dünyanın birçok ülkesi ve kenti için Saba Melikesi Belkıs’la ilgili efsaneler vardı ya, işte Komor’da da böyle bir efsane var. Efsaneye göre, Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi Belkıs balayına, Büyük Komor Adası'na gelmişler. İster inanın ister inanmayın. İnanmak birşey kaybettirmez ve belki de onlarla aynı mekanı yüzlerce yıl sonra paylaşmanın keyfini yaşatır sadece.
Resepsiyondaki şık karşılamadan sonra geçilen odalar ve odaların balkonlarından görünen manzara inanılmaz. Yemyeşil bir bahçe, sahilde devasa palmiyeler, bembeyaz kumlar, camgöbeği rengindeki sularıyla Hint Okyanusu... Bu arada balkona çıktığınızda dünyanın en güzel papağanlarıyla karşılaşacaksınız şaşırmayın.
Komor’u keşfederken
Komor’u tanımak için otelden bir rehber alıp gezebilirsiniz. Klasik turlarda otelden çıkıyorsunuz ve iki aracın yan yana zar zor sığabildiği, daracık asfalt yolda ilerlemeye başlıyorsunuz. İki yanda okyanus kadar sonsuz görünen yeşillikler uzanıyor. Tropik ağaçların yoğun olduğu Komor’da mango, muz, portakal, ananas gibi tropik meyveler yetiştiriliyor.
Ada yaşayanları, geçimini tarımdan sağlamaya çalışıyor. Kozmetik sanayiinde kullanılan ve "ylang-ylang" adı verilen bitkinin üretimi de; tropik meyveler, vanilya ve karanfille birlikte adadaki önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Komor’da, Ylang-ylang, karanfil ve vanilya üretiminin esas merkezi Anjouan Adası ancak Büyük Komor Adası'nda da ekiliyor.
Moroni’de gezerken kimi zaman küçük izbe görünümde kulübeler görünüyor. Buraları Moroni’inin köyleri.
Komor’da yaşayan insanlar aslıda çok fakirler. Mohéli'de daha da yoğun olarak görülüyor. 16. ve 17. yüzyılda Hint Okyanusu'nda cirit atan korsanların üs olarak kullandığı Mohéli, sonraki dönemde diktatörlüğe başkaldırmış. Diğer adalara oranla çok daha büyük bir yoksulluk ve sefaletin egemen olduğu Mohéli'de ada halkı hâlâ su, elektrik, okul ve hastane gibi olanaklardan yoksun durumda. İşsizlik, çok büyük bir sorun.
Komor kadınları
Komor’un tüm adalarında kadınlar için değişmez kural onların giysilerinde taşıdıkları renkler. Neredeyse doğanın tüm renklerini üzerlerinde taşıyorlar. Komor kadınları alımlı ve hoş!
Onların günün her saati yüzlerine sürerek gezdikleri bir maske var ki; sandal ağacını toz zerdeçal ve suyla karıştırarak yapılıyor.
Bu karışım onları güneşin zararlı etkilerinden ve böcek ısırıklarından koruyor, ciltlerini güzelleştiriyor.
Komor’da gezmek için özel aracınız yoksa onların taxi-brousse dedikleri otobüs gibi araçlarda adayı gezmeye yardımcı oluyor. Sabah sekizle akşam dört buçuk arası, anayolda istediğiniz yerden bir taxi-brousse'a binebilirsiniz. Fiyatı ucuz. Yalnızca Büyük Komor'da değil, Anjouan ve Mayotte'ta da taxi-brousse'a binmek mümkün.
Büyük Komor Adası 71 km boyunda, 34 km eninde, 250 bin kişinin yaşadığı bir ada. Burada gezerken başkent Moroni'yi tepeden görebileceğiniz bir yere çıkarsanız manzarayı daha rahat izleyebilirsiniz.
Böyle yüksek bir yerden bakıldığında manzara, çok güzel. Uzaklarda zirvesi sisler arasından belli belirsiz seçilen Karthala Volkanı, dört yanı yeşilin binlerce tonuyla çevrili başkent Moroni ve Hint Okyanusu! İşte Komor…
Afrika'nın güneydoğusunda, Madagaskar'ın kuzeybatısında yer alan Komor Adaları, çok ilginç bir geçmişe sahip. Büyük Komor, Anjouan, Mohéli ve Mayotte olmak üzere dört adadan oluşan Komor'a yerleşen ilk insanların 2000 yıl önce, Polinezya'dan geldiği tahmin ediliyor. Bazı tarihçilerse adanın Ortadoğu'dan gelenler tarafından keşfedildiğine inanıyor.
620 yılında Arap denizcilerin akınına uğramış Komor. Halkın Müslüman olmasının nedeni de bu. Başlangıçta sultanlar yönetmiş adaları. Bir yanda köle ticareti, diğer yanda baharat ticareti, iyice zenginleşen sultanlar epey rahat bir yaşam sürmüş. Adada Şiraz Araplarının yürüttüğü köle ticareti 1904 yılına kadar devam etmiş. Sultanların birbiriyle çekişmeleri ise, Komor Adaları'ndaki Arap egemenliğinin sona ermesine yol açmış.
Fransızların sömürgecilik hareketlerinden önce, adalar Madagaskar'ın kuzeybatısından gelen korsanların da tehditi altındaymış. Korsanların atakları 19. yüzyıla kadar etkisini sürdürmüş.
Adalara Fransızlardan önce ayak basan ilk Avrupalılar, Portekizliler olmuş. Ama coğrafi konum itibarıyle, Portekizli tüccarların ticaret yolu üzerinde bulunmadıkları için adalar pek de ilgi çekmemiş.
Sonra Flamanlar gelmiş; ama onlar da Komor Adaları yerine kıta Afrika'sını ve Madagaskar'ı tercih etmiş. Adalar, 1843 yılında, ilginç bir anlaşma sonucu Fransızlara geçmiş. Mayotte'la başlayan Fransız egemenliği, kısa sürede diğer adaları da etkisi altına almış ve yüzyıldan uzun sürmüş.
1974 yılında yapılan referandum sonucu, dört adada yaşayan halkın yüzde 92'si bağımsızlık için oy vermiş. Yalnızca Mayotte, Fransız sömürgesi olarak kalmayı tercih etmiş.
Dört askeri darbe, Fransızların her tür yardımı tamamen kesmesi, 1976 yılında Madagaskar'ın batı kesiminde yaşayan 20 bin Komorlu'nun ülkelerine geri dönmeye zorlanmasıyla ada nüfusunun iyice artması ve bütün bunların üstüne 1977 yılında Karthala Volkanı'nın lav püskürtmesi; durumu Komorlular için epey güçleştirmiş.
Günümüzde ise, Birleşmiş Milletler, Mayotte'un Komor Adaları'na katılmasını desteklese de Mayotte, tıpkı Réunion gibi Fransız egemenliğini tercih ediyor. Ülkede şu anda demokratik bir rejim var. Komor Adaları Afrika ile aynı kaderi paylaşışyor.
Bu tarihi bilgilerden sonra adayı keşfe devam ederseniz Moroni’de Cuma Camii'ni (Mosque de Vendredi), kadınların birbirinden renkli ve göz alıcı giysilerle dolaştıkları ve anadilin Fransızca olduğu Müslüman bir halkın yaşadığını bunların yüzde 65'inin Fransızca okuyup yazabildiğini, ama Kuran kursları nedeniyle tamamının Arapça bildiğini ayrıca adada 700 cami olduğunu öğreneceksiniz.
Moroni'deki müze dolaşırsanız, Komor'un tarihiyle ilgili fotoğraflar, elyazması Kuranlar ve Komorlu politikacı fotoğrafları göreceksiniz. Salonda ise inanılmaz büyüklükte deniz kabukları, mercanlar, kocaman balıklar, denizkaplumbağaları sergileniyor. Komor'da geleneksel sanatların, eski yaşamın nasıl olduğunu öğrenmek istiyorsanız, müzenin alt katını gezin. Gündelik yaşama ait bir dolu eşyanın yanı sıra adaya özgü müzik aletleri, eski silahlar ve el sanatı eserleri de ilginizi çekecek.
Sırada kent pazarı var. Müzenin bulunduğu meydanın diğer ucunda, daracık bir sokağa kurulan renk cümbüşüne doğru ilerleyin. Bu adada gerçekten bütün renkler çok güzel. Pazar yerinde ne ararsanız bulabilirsiniz. Koskocaman okyanus balıkları, kabuklu kabuksuz her çeşit deniz canlısı, çeşit çeşit meyve, kot pantolonlar, ucuz tişörtler, incik boncuk, çiğ et vs...
Tuz Gölü (Lac Salé) adada mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Artık aktif olmayan bir kraterin ağzında yer alan Tuz Gölü, günde iki kez renk değiştiriyor: Sabahları koyu yeşil, akşamları ise parlak mavi. Komorlular, temmuz ve ekim ayları arasında gölün renginin kahverengi, hatta beyaza bile dönüştüğünü söylüyorlar.
Gölün suyunun iyileştirici etkileri olduğu da söyleniyor. Ama kıyıya inmek, epey zor. Adanın kuzey ucundan gelişmiş, turistik batı sahilinde değil; otantik köylerin ve ıssız koyların yer aldığı doğu sahili var.
Komor Adaları'nın hepsinde denizi ve kumsalı kimseyle paylaşmak zorunda kalmayacağınız enfes koylar var. Bu koylardan biri de Büyük Komor'daki Beyaz Kum Plajı (Plage aux Sable Blanc)... Bir mercan resifinin çevrelediği koyda haftasonları piknik yapan adalılarla karşılaşabilirsiniz.
Bouni'den bir balıkçı teknesiyle ulaşabileceğiniz Kaplumbağa ya da Toto Adası (Île aux Tortues) ise kendinizi ıssız bir adada, tek başınıza hissetmek istiyorsanız mutlaka gitmeniz gereken bir yer! Yerliler, eskiden adada dört tane hindistancevizi ağacı olduğunu, ama referandum sonucu Mayotte Fransız sömürgesi olarak kalmayı tercih edince, ağaçlardan birinin o gece ölüverdiğini söylüyorlar.
Toto'ya gidin, beyaz kumların üzerinde kaplumbağaların izlerine bakın ve eğer adayı eylül-kasım arası ziyaret ediyorsanız, küçücük kaplumbağa yavrularının yumurtalarından çıkıp denize koşuşmalarını gören şanslı kişilerden biri olursunuz belki…
Nasıl gidilir?
Emirates Airlines ile önce Johanesburg’a uçulup oradan South African Airlines ile Komor’a geçilebilir.
Emirates tel: 0 212 293 50 50
Konum :
Afrika'nın güneydoğusunda, Madagaskar'ın kuzeybatısında yer alan Komor Adaları; Büyük Komor, Anjouan, Mohéli ve Mayotte olmak üzere dört adadan oluşuyor. Toplam nüfusu 600 bin civarında olan ülkenin en büyük adası Büyük Komor'da 250 bin kişi yaşıyor.
Kasım-mayıs arası sıcak ve yağışlı, haziran-ekim arası da serin ve kuru bir iklimin hüküm sürdüğü adada ortalama sıcaklık 25 derece dolaylarında.
Ülkede geçerli para birimi Komor frangı, ama kimi yerlerde Fransız frangı da kullanılıyor.
* Telefon :
Komor'da az sayıdaki telefon kulübelerinden ya da otelin santralinden telefon konuşması yapmak, pek mümkün değil; ama Moroni'de büyük postanenin yanındaki ACTEL ofislerini deneyebilirsiniz. Ülkenin uluslararası telefon kodu 269.
* Sağlık :
Komor'a gitmeden önce, mutlaka aşı olmanız gerekmiyor. Ama önlem almak adına tüberküloz, hepatit A, çiçek, tetanoz, tifo aşıları yaptırabilirsiniz. Belli bölgeler için difteri, hepatit B ve menenjit aşıları tavsiye ediliyor. Adalarda sıtma ve kuduz hastalığı hâlâ görülüyor.
* Flora ve Fauna :
Okyanus, canlılar açısından çok zengin ama kara hayvanları kuş, yarasa, koyun, ve inekle sınırlı. Madagaskar'dan evcil hayvan olarak getirilen birkaç lemur kaçarak özellikle Büyük Komor ve Mohé-li'nin sık ormanlarında yaşamaya başlamış. Domuz ve bukalemun da görebileceğiniz türler arasında yer alıyor.
Adalara özgü tek canlı Anjouan Adası'nda yaşayan Livingstone meyve yarasası. İlk kez David Livingstone tarafından tanımlandığı için hayvana bu isim verilmiş. Yarasanın kanat açıklığı 2 metreyi buluyor. Komor'da uçan tilki de yaşıyor.
Adadan herhangi bir deniz kabuğu çıkartmanın kesinlikle yasak olduğunu, bir kez daha hatırlatalım. Eğer suçüstü yakalanırsanız, hapiste bir iki gün geçirme riskiniz var.
Ylang-ylang, yasemin, hanımeli ve gardenya bolluğu nedeniyle Parfüm Adaları olarak da anılan Komor'daki bitki örtüsü çok güzel. Köylülerin anız yakma alışkanlığı yüzünden gitgide yok olan yağmur ormanlarının yanı sıra vahşi
orkide, yaban inciri, hindistancevizi, ylang-ylang ağaçları da görebilecekleriniz arasında. Vanilya ise en sık görülen bitki türü.
Ülkedeki vahşi yaşamın ve tropikal yağmur ormanlarının korunması için destek vermek için:
WWF (World Wildlife Fund)
PO Box 738, Antananarivo
Madagascar
Süha Derbent
Sokakları parfüm kokan ada; Komor yorumları
Ziyaretci
13.07.2012Ben komor adalarına gittim. En güzel yol Tanzanya (Daresselam ) yahut Kenya(Nairobi) aktarmalı gidiş. THY'nin her iki havalimanına direkt seferi var oradan tercihan Precision airways'le Komorlar'a geçilebilir. Komorlara varınca bahsettiğiniz papağanları ve çiçekli karşılamaları da ne yazık ki göremedim. Muazzam bir fakirlik var. Sağlam bir asfalt yol neredeyse yok.. Birkaç kelime hariç arapça bilinmiyor. Fransızca nispeten biliniyor.
halk çok iyiniyetli, sakin ve barışçıl. Turizm denilen sektöre tamamen yabancılar zaten adadada birkaç BM görevlisi dışında yabancı yok.
Konular
- Çanakkale-Kestanbol Kaplıcası
- Çanakkale-Yeni Zelanda Anıtı
- Çanakkale-Bozcaada Sulu Bahçe Koyu
- Çanakkale-Kumkale Kalesi
- Çanakkale-Gökçeada Yuvalı Koyu
- Çanakkale-Gökçeada Peynir Kayalıkları
- Çanakkale-Truva Antik Kenti
- Çanakkale-Karabiga
- Çanakkale-Kömür Limanı
- Çanakkale-Alexandria Troas
- Çanakkale-Gökçeada Tuz Gölü
- Çanakkale-Marmaros Şelalesi
- Çanakkale-Kilye Kalesi
- Çanakkale-Smintheion Antik Kenti
- Çanakkale-Kumkale Kalesi
- Çanakkale-Polente Feneri
- Çanakkale-Çanakkalede Görülmesi Gereken Tarihi Yerler Tanıtımı
- Çanakkale-İstihkam Yüzbaşı Tahir Bey Anıtı
- Çanakkale-Bozcaada Meryem Ana Kilisesi
- Çanakkale-Çanakkale İkiz Koyu
- Çanakkale-Gelibolu Mevlevihanesi
- Çanakkale-Bozcaada Tuzburnu Plajı
- Çanakkale-Soğanlıdere Vadisi
- Çanakkale-Dereköy
- Çanakkale-Conkbayırı
- Çanakkale-Hıdırlar Kaplıcası
- Çanakkale-Mıhlı Şelalesi
- Çanakkale-Bayraklı Baba
- Çanakkale-Gökçeada Peynir Kayalıkları
- Çanakkale-Arıburnu