Yaz tatilini nasıl değerlendirebiliriz

Her birimiz geriye dönüp de harcadığımız hayatımıza şöyle bir bakınca iki büyük altın fırsatın kaçtığını görmekteyiz. Biri hayatın başlarında, diğeri de sonlarında.

Hayatın başlarında kaçırılan altın fırsat, okulların tatil olduğu boş devrelerde kaçırılan fırsat..

Hayatın sonunda kaçırılan fırsat da, emeklilik devresindeki boşluk devresi fırsatı.

Bu iki devrenin kaçırılan fırsatları, hayatın geri getirilmesi mümkün olmayan altın fırsatları. Neden mi altın fırsatları? Çünkü her ikisinde de ebedi hayatın kazanılması mümkün de ondan. Mesela, çocuklar ömür boyu kılacakları namazlarında okuyacakları Kur'an'larını, hatta uygulayacakları temel İslami bilgilerini.. hep bu tatil devrelerinde ezberleyip öğrenirler. Yaşlılar dahi, 'İyi ki tatillerde Kur'an kursuna gitmişiz, namazlıklarımızı ezberleme fırsatını kaçırmamışız.' diyerek, hayatın başındaki altın fırsatı değerlendirmiş olmanın sevincini yaşarlar hayatın sonlarında..

Demek ki hayatın başındaki bu altın fırsatın etkisi, hayatın sonlarına bile aksetmekte, yaşlılar da dini hayatlarını gençlikte elde ettikleri bilgiye borçlu olduklarını düşünmekteler. Nitekim bu devrede bazı emekliler eline kalemi kâğıdı alıp geçmişte kılamadığı namazlarını, yerine getirmediği dini görevlerini bir bir tespit ederler.

Her gün birkaç vakit namaz kaza etmeye başlayarak ibadet borcunu bu devrede ödemeyi hedef alır, belki öğrenmediği Kur'an'ı dahi öğrenebilir, okumadığı dini kitapları okur, hatta bir hizmetin içinde görev üstlenir..derken emeklilik devresi, ebedi hayatını kurtaran tam bir altın devresi olup çıkar.

Böylece hayatı boyunca kaybettiğini, emeklilik devresinde kazanmış olmak gibi eşsiz bir fırsat değerlendirmesi de söz konusu olur. Bu durumda (bazılarının çöküş devresi dedikleri) emeklilik devresini hayatının en verimli altın devresi haline getirmiş olur. Çünkü insan hayatında ebedi hayatını kazandıran devreden daha kıymetli bir devre olamaz. Yeter ki bu uyanıklık gösterilsin, son fırsat da böylece kaçırılmamış olunsun...

Tatildeki boşluk fırsatını değerlendirip iyi bir din eğitimi alan öğrenci gençler hem kendilerini hem de ana-baba gibi geçmişlerini kurtarabilirler. Konuya ait ibretli bir misal irşad kitaplarında şöyle nakledilir...

İsa aleyhisselam bir mezarlığın yanından geçerken ölünün birinin çektiği kabir azabını keşfeder, adama acıyarak yoluna devam eder. Dönüşte ise kabir sahibinden azabın kaldırıldığını anlar ve buna çok sevinir. Ama meraktan da kurtulamaz da ellerini açıp dua ederek sorar adamın azabının neden kaldırıldığını.

Rabbimiz şöyle bildirir azabı kaldırma sebebini.

Bu kulumun bir yavrusu dünyada din dersi almaya başladı, benim ismimi ezberleyip besmele çekti. Çocuğu yer üstünde benim ismimi ezberleyen bir babaya yer altında ben azap etmem! Bu sebeple din dersi alan çocuğunun hürmetine babasından azabı kaldırdım!

Demek ki, çocuğun öğrendiği din bilgisi, okuduğu Allah kelamı, ana baba gibi geçmişlerinin kabir azabından kurtulmasına da sebep olabilmektedir.

Bu bakımdan gençler tatil fırsatını kaçırmazlar da iyi bir din eğitimi alırlarsa, hem kendi geleceklerini kurtarmış olurlar hem de onların dini eğitimi almalarına sevinip yardım eden ana babalarının kurtulmalarına da sebep olabilirler.

Sözün özü: Sevgili gençler, muhterem yaşlılar! Hayatın geri gelmeyecek olan bu altın fırsatları mutlaka değerlendirilmeli, asla kaçırılmamalıdır. Ayet-i kerimenin ikazı:

Ey iman edenler! Kendi nefsinizi, aile ve çocuklarınızı ateşten koruyunuz!. (Tahrim-6)

Ahmed Şahin

Konular